Tom got a free upgrade to business class.
- Tom business class için ücretsiz bir yükseltme aldı.
We will have to upgrade our servers.
- Biz sunucularımızı yükseltmek zorunda kalacağız.
You don't have to raise your voice.
- Sesini yükseltmek zorunda değilsin.
Tom didn't have to raise his voice.
- Tom sesini yükseltmek zorunda değildi.
What can we do to increase our profits?
- Kârlarımızı yükseltmek için ne yapabiliriz?
Today, the temperature rose as high as 30 degrees Celsius.
- Bugün ısı 30 santigrat dereceye kadar yükseldi.
The yen rose to the dollar.
- Yen dolar karşısında yükseldi.
The balloon went up in the sky.
- Balon gökyüzüne doğru yükseliyor.
The rocket went up smoothly.
- Roket sorunsuzca yükseldi.
The cost of living has risen.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
I waited for the curtain to rise with my heart beating in excitement.
- Ben, kalbim heyecanla atarken perdenin yükselmesini bekledim.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
The average temperature has gone up.
- Ortalama sıcaklık yükseldi.
The cost of living has gone up.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
The cost of living has risen.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
The level of water in the river has risen.
- Nehrin su seviyesi yükseldi.
The yen is rising and the dollar is falling.
- Yen yükseliyor dolar düşüyor.
The rising sun seen from the top was beautiful.
- Tepeden görülen yükselen güneş güzeldi.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
As global warming increases, sea levels get higher and higher.
- Küresel ısınma artarken deniz seviyesi gittikçe yükseliyor.
It is certain that the price of gold will go up.
- Altın fiyatının yükseleceği kesin.
There's no guarantee that the stock will go up.
- Hisse senedinin yükseleceğinin bir garantisi yok.
His job is to promote sales.
- Onun işi satışları yükseltmektir.
To upgrade the firmware, you must go to the download page and download the latest version.
- Yazılımını yükseltmek için indirme sayfasına gitmelisin ve en son sürümü indirmelisin.
We will have to upgrade our servers.
- Biz sunucularımızı yükseltmek zorunda kalacağız.
To raise one's name in later generations and thereby glorify one's parents, this is the greatest expression of filial piety.
- Birinin adını daha sonraki kuşaklarda yükseltmek ve böylece birinin ebeveynlerini övmek, bu anne babaya saygının en büyük ifadesidir.