The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
The yen rose to the dollar.
- Yen dolar karşısında yükseldi.
The rocket went up smoothly.
- Roket sorunsuzca yükseldi.
The balloon went up in the sky.
- Balon gökyüzüne doğru yükseliyor.
Prices continued to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam etti.
I waited for the curtain to rise with my heart beating in excitement.
- Ben, kalbim heyecanla atarken perdenin yükselmesini bekledim.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
Why have coffee prices gone up?
- Kahve fiyatları neden yükseldi?
My grades at school have gone up.
- Okulda notlarım yükseldi.
The river's water level has risen.
- Nehrin su seviyesi yükseldi.
The cost of living has risen.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
The sun is rising now.
- Güneş şimdi yükseliyor.
In September, 1929, stock prices stopped rising.
- Eylül 1929 da, hisse senedi fiyatları yükselişini durdurdu.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
As global warming increases, sea levels get higher and higher.
- Küresel ısınma artarken deniz seviyesi gittikçe yükseliyor.
Every time cigarettes go up in price, many people try to give up smoking.
- Her zaman sigara fiyatları yükseliyor, çok sayıda insan sigara içmeyi bırakmaya çalışıyor.
Prices will continue to go up.
- Fiyatlar yükselmeye devam edecek.