We will have to upgrade our servers.
- Biz sunucularımızı yükseltmek zorunda kalacağız.
To upgrade the firmware, you must go to the download page and download the latest version.
- Yazılımını yükseltmek için indirme sayfasına gitmelisin ve en son sürümü indirmelisin.
I'll be raising my prices by three percent next month.
- Gelecek ay fiyatlarımı yüzde üç yükselteceğim.
We suggest raising the fees.
- Ücretleri yükseltmeyi öneriyoruz.
They started a drive to raise a charity fund.
- Yardım fonunu yükseltmek için bir araba gezintisine başladılar.
And you are going to raise it in three days?
- Ve üç gün içinde onu yükseltecek misiniz?
Do you think that the minimum wage should be raised?
- Asgari ücretin yükseltilmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?
The bank has raised its dividend by 20%.
- Banka, kar payını % 20 oranında yükseltti.
His job is to promote sales.
- Onun işi satışları yükseltmektir.
All sorts of rumors rose about her past.
- Onun geçmişi hakkında her türlü söylenti yükseldi.
The yen rose to the dollar.
- Yen dolar karşısında yükseldi.
The balloon went up in the sky.
- Balon gökyüzüne doğru yükseliyor.
The rocket went up smoothly.
- Roket sorunsuzca yükseldi.
The cost of living has risen.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
Prices are still on the rise.
- Fiyatlar hâlâ yükseliştedir.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
Why have coffee prices gone up?
- Kahve fiyatları neden yükseldi?
My grades at school have gone up.
- Okulda notlarım yükseldi.
Dear Brothers and Sisters, Jesus Christ is risen! Love has triumphed over hatred, life has conquered death, light has dispelled the darkness!
- Sevgili kardeşlerim, Hazreti İsa yükseldi! Sevgi nefret üzerinde zafer kazandı, hayat ölümü ele geçirdi, ışık karanlığı dağıttı.
The cost of living has risen.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
- Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
The rising sun seen from the top was beautiful.
- Tepeden görülen yükselen güneş güzeldi.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
As global warming increases, sea levels get higher and higher.
- Küresel ısınma artarken deniz seviyesi gittikçe yükseliyor.
Prices will continue to go up.
- Fiyatlar yükselmeye devam edecek.
Every time cigarettes go up in price, many people try to give up smoking.
- Her zaman sigara fiyatları yükseliyor, çok sayıda insan sigara içmeyi bırakmaya çalışıyor.