When Fred hears loud music, he gets annoyed.
- Fred yüksek sesli müzik duyduğunda, rahatsız olur.
The music was very loud.
- Müzik çok yüksek sesliydi.
They are talking loudly when they know they are disturbing others.
- Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..
Speak louder so everyone can hear you.
- Daha yüksek sesle konuşun böylece herkes sizi duyabilir.
He gave a loud cry for help.
- Yardım için yüksek sesle bağırdı.
I felt an impulse to cry out loud.
- Yüksek sesle bağırmak için bir dürtü hissettim.