yükümlenmek

listen to the pronunciation of yükümlenmek
Turkish - English
to act as a guarantor for; to go bond for
to undertake
to bind oneself to (do something); to undertake to (do something)
undertake
yüküm
liability
yüküm
(Hukuk) legal commitment
yüküm
obligation, liability
yüküm
obligation, liability mecburiyet, mükellefiyet
yüküm
obligation

It is the obligation of every worker to pay taxes. - Vergi ödemek her işçinin yükümlülüğüdür.

I can no longer fulfill my obligations. - Artık yükümlülüklerimi yerine getiremiyorum.

Turkish - Turkish
Bir şeyin sorumluluğunu üzerine almak, tekeffül etmek
tekeffül etmek
yüküm
Yapılması zorunlu olan iş veya bir işi yapma zorunluğu, mecburiyet, mükellefiyet
yükümlenme
Yükümlenmek işi, tekeffül
yükümlenmek
Favorites