yönetilen

listen to the pronunciation of yönetilen
Turkish - English
directed
Simple past tense and past participle of direct
Having the properties of a directed graph
In a manner emphasizing one's point of view
{a} ordered, shown, pointed, aimed
panihita: applied, bent on, directed
past of direct
(often used in combination) having a specified direction; "a positively directed vector"; "goal-directed
{s} aimed, pointed, guided
manageable by a supervising agent; "a directed program of study"
(often used in combination) having a specified direction; "a positively directed vector"; "goal-directed"
In a manner emphasizing ones point of view
» Every arc is traversed in its forward direction
yönet
manage

Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you. - Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır.

He is the manager of the marketing department. - O, pazarlama bölümü yöneticisidir.

yönetilenler
ruled
yönet
{f} governing

Inertia is an important governing law. - Atalet önemli bir yönetim yasasıdır.

yönet
{f} mastermind

Tom masterminded his father's death. - Tom babasının ölümünü yönetiyor.

yönet
{f} conduct

A conductor directs an orchestra. - Bir orkestra şefi bir orkestrayı yönetir.

Who is conducting the orchestra tonight? - Bu gece orkestrayı kim yönetiyor?

yönet
{f} rule

It is love that rules the world. - Dünyayı yöneten aşktır.

Spain ruled Cuba at that time. - İspanya o zaman Kübayı yönetti.

yönet
administrate
yönet
{f} ruling

Fight back against the oppression of the ruling elite. - Yöneten seçkinlerin zulmüne karşı direnin.

yönet
administer

The mayor administers the affairs of the city. - Belediye başkanı kent işlerini yönetir.

The city of Aachen is administered as an independent district. - Aachen kenti bağımsız bölge olarak yönetilmiş.

yönet
govern

The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular. - Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.

India was governed by Great Britain for many years. - Hindistan uzun yıllardır Birleşik Krallık tarafından yönetildi.

yönet
{f} managing

I'm not really serious about managing this project, but I need to be seen to be making the effort. - Bu projeyi yönetme hakkında gerçekten ciddi değilim ama çaba sarf ederken görülmem gerekiyor.

How are you managing it? - Onu nasıl yönetiyorsun?

yönet
regiment
hava basıncı ile yönetilen pistonlu fren
managed by the air pressure brake piston
hükümdarla yönetilen ülke
governed by rulers of the country
yönet
direct

Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives. - Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.

Anime director Satoshi Kon died of pancreatic cancer on August 24, 2010, shortly before his 47th birthday. - Anime yönetmeni Satoshi Kon, kırk yedinci doğum gününden kısa süre önce 24 Ağustos 2010 tarihinde pankreas kanserinden öldü.

birkaç devletin egemenliği ile yönetilen ülke
condominium
imalatçı tarafından yönetilen envanter
(Askeri) vendor managed inventory
kolay yönetilen
wieldy
piskoposlarca yönetilen
episcopal
yönet
captain
yönet
directed

The policewoman directed traffic. - Kadın polis trafiği yönetti.

Most movies are written and directed by men. - Birçok film erkekler tarafından yazılıp yönetilir.

yönetilen
Favorites