yöneltmek

Turkish - English

Definition of yöneltmek in Turkish English dictionary: direct; orient; to direct, steer (someone, something) towards; to point (something) at; destine; orientate; level; to direct, to point, to turn, to level sth (at); to channel, to orientate; (Hukuk) to address
I would like to address two questions. - İki soru yöneltmek istiyorum.; aim; (Astronomi) to orient, orientate; impel; turn; start; incline; mediate; throw; level at; steer to; train on; steer; conduct; cast; project; bend; fix on; channel; route
yöneltme: (Dilbilim) government
yöneltme: (Politika, Siyaset) guiding
yöneltme: (Bilgisayar) piping dos
yöneltme: guide
yöneltme: steer
yönel: {f} gearing
yönel: tended to
yöneltme: piping
Yöneltme: routing
bilinçaltındaki güdülerini iyiye yöneltmek: sublime
değişik alanlara yöneltmek: diversify
silah yöneltmek: aim a weapon
söz yöneltmek: to address
yönel: aspire
yönel: trend
There's a trend these days towards small families. - Bu günlerde küçük ailelere doğru bir yönelim var.
yöneltme: piping(dos)
yöneltme: orientation

Turkish - Turkish

Definition of yöneltmek in Turkish Turkish dictionary: Birine veya bir şeye doğru bakmak; Bir şeye belli bir yön vermek, yönelmesini sağlamak, çevirmek, tevcih etmek; Birine bir şey söylemek, tevcih etmek: "Yine ünlü kişiler çeşitli konularda konuşur, ardından dinleyiciler onlara sorular yöneltirlerdi."- H. Taner; Birine bir şey söylemek, tevcih etmek; doğrultmak
yöneltme: Bir ırakgörürü veya gözlem aracını bakılacak yıldıza doğru çevirme işi
yöneltme: Öğrencilerin okul yaşamına, izleyecekleri derslere uyumlarını sağlamayı amaçlama, seçecekleri meslekleri yönlendirme işi
yöneltme: Yöneltmek işi, tevcih

yöneltmek

Hyphenation

yö·nelt·mek

History

Favorites