yöneltme

listen to the pronunciation of yöneltme
Turkish - Turkish
Bir ırakgörürü veya gözlem aracını bakılacak yıldıza doğru çevirme işi
Öğrencilerin okul yaşamına, izleyecekleri derslere uyumlarını sağlamayı amaçlama, seçecekleri meslekleri yönlendirme işi
Yöneltmek işi, tevcih
Yöneltmek
doğrultmak
yöneltmek
Birine veya bir şeye doğru bakmak
yöneltmek
Bir şeye belli bir yön vermek, yönelmesini sağlamak, çevirmek, tevcih etmek
yöneltmek
Birine bir şey söylemek, tevcih etmek: "Yine ünlü kişiler çeşitli konularda konuşur, ardından dinleyiciler onlara sorular yöneltirlerdi."- H. Taner
yöneltmek
Birine bir şey söylemek, tevcih etmek
yöneltme
Favorites