yönelik

listen to the pronunciation of yönelik
Turkish - English
intended

This textbook is intended for foreign students. - Bu ders kitabı yabancı öğrencilere yöneliktir.

Books intended for young people will sell well. - Genç insanlara yönelik kitaplar iyi satacaktır.

devoted to
aimed at

My remarks were not aimed at you. - Sözlerim size yönelik değildi.

That magazine is aimed at teenagers. - Bu dergi gençlere yöneliktir.

directed
intended for

Books intended for young people will sell well. - Genç insanlara yönelik kitaplar iyi satacaktır.

This textbook is intended for foreign students. - Bu ders kitabı yabancı öğrencilere yöneliktir.

directed, aimed at; devoted to
directed towards; aimed at; oriented towards; turned towards; inclined towards
orientated
oriented
for its
ıntended

Books intended for young people will sell well. - Genç insanlara yönelik kitaplar iyi satacaktır.

This textbook is intended for foreign students. - Bu ders kitabı yabancı öğrencilere yöneliktir.

yönelik olarak
intended for
yönelik olarak
for
yönelik olmak
be for (something/someone)
yönelik yaklaşım
approach to
yönelik yayın
(Elektrik, Elektronik,Teknik) beam transmission
amaca yönelik
goal-oriented
bayta yönelik
byte-oriented
bir amaca yönelik
purposeful
geleceğe yönelik tahmin
(Ticaret) prediction
geriye yönelik
regressive
ileriye yönelik
prospective
ileriye yönelik
frontward
ileriye yönelik
rewarding
içe yönelik
(Pisikoloji, Ruhbilim) intrinsic
kamuya yönelik konuşma
public speaking
makineye yönelik dil
(Bilgisayar,Teknik) machine oriented language
nesneye yönelik program
(Bilgisayar,Teknik) object oriented programming
nesneye yönelik tasarım
(Bilgisayar) object-oriented design
pazara yönelik
(Ticaret) market oriented
probleme yönelik dil
problem-oriented language
sekizliye yönelik
(Bilgisayar) byte-oriented
soruna yönelik dil
(Bilgisayar) problem oriented language
sürece yönelik
(Bilgisayar,Teknik) process oriented
taşraya yönelik hizmet
(Ticaret) field service
uygulamaya yönelik dil
application-oriented language
yordama yönelik dil
(Bilgisayar) procedural language
yordama yönelik dil
(Bilgisayar) procedure-oriented-language
yordama yönelik dil
(Bilgisayar) procedure-oriented language
ailede kadına yönelik şiddet
domestic violence against women
hedefe yönelik
targeted
kadına yönelik aile içi şiddet
domestic violence against women
uygulamaya yönelik
application oriented
Küçük İşletmelere Yönelik Avrupa Sözleşmesi
(Hukuk) European Charter for Small Enterprises
adli makamlara yönelik eğitim
(Hukuk) training for the judiciary
amaca yönelik
purposive
amaca yönelik işlemler
goal-directed processes
aygıta yönelik hata
(Bilgisayar,Teknik) device oriented error
bayrağa yönelik sorun
(Bilgisayar,Teknik) flag oriented problem
bayta yönelik protokol
byte-oriented protocol
bite yönelik
(Bilgisayar) bit-oriented
bite yönelik protokol
(Bilgisayar) bit-oriented protocol
davranışa yönelik
behavior oriented
denetim kurumuna yönelik risk
(Ticaret) risks to audit office
devlet güvenliğine yönelik ciddi zarar
(Hukuk) serious harm to security of the state
dışa yönelik ilgi
(Pisikoloji, Ruhbilim) extrinsic interest
dışa yönelik motivasyon
(Pisikoloji, Ruhbilim) extrinsic motivation
dışa yönelik pekiştirici
(Pisikoloji, Ruhbilim) extrinsic reinforcer
eksene yönelik
adaxial
emeğe yönelik
labor oriented
eğitime yönelik bilgi işlem
(Bilgisayar) instructional computing
fona yönelik proje
fund-specific project
geleceğe yönelik
prudential
geleceğe yönelik alış yapmak
buy forward
geleceğe yönelik savaş malzemeleri üreten fabrika
shadow factory
gelişmeye yönelik
progressional
gelişmeye yönelik
developmental
gençlere yönelik yapıtlar
juvenilia
geriye yönelik
retroactive
geriye yönelik bellek
(Pisikoloji, Ruhbilim) retrospective memory
geçmişe yönelik
retrospective
göreve yönelik eğitim
(Askeri) mission related training
göreve yönelik koruyucu durum
(Askeri) mission-oriented protective posture
harekata yönelik belgeler
(Askeri) operational documents
hatırlatmaya yönelik reklam
(Ticaret) reminder-oriented advertising
ihracata yönelik büyüme
(Ticaret) export-biased growth
ihracata yönelik sanayii
(Hukuk) export-oriented industries
ihracata yönelik ürün
cash crop
ikile yönelik
(Bilgisayar) bit-oriented
ikile yönelik protokol
(Bilgisayar) bit-oriented protocol
iknaya yönelik iletişim
(Pisikoloji, Ruhbilim) persuasive communications
ileriye yönelik
forward

This is a big step forward. - Bu, ileriye yönelik büyük bir adımdır.

ileriye yönelik
forwards
ileriye yönelik olarak
rewardingly
ileriye yönelik olarak
anticipatorily
incil'i öğretmeye yönelik
evangelistic
insan öldürmeye yönelik
anti personnel
içe yönelik
autistic
içe yönelik turizm
(Turizm) inbound tourism
işe yönelik ortak dil
(Askeri) common business-oriented language
kişiye yönelik
personal
modaya yönelik
risk advice
müşteriye yönelik
(Ticaret) customer-oriented
müşteriye yönelik olma
(Ticaret) customer service orientation
nesneye yönelik
(Bilgisayar,Teknik) object oriented
nükleer silahların görevlendirilmesine yönelik politika yönergesi
(Askeri) policy guidance for the employment of nuclear weapons
partilere yönelik baskılar
(Politika, Siyaset) pressures on political parties
pazara yönelik ekonomiler
(Ticaret) market oriented economies
pazara yönelik ülkeler
(Ticaret) market oriented nations
piyasa yönelik mallar
(Ticaret) market oriented goods
sapa yönelik
(Botanik, Bitkibilim) adaxial
sekizliye yönelik protokol
(Bilgisayar) byte-oriented protocol
sektöre yönelik
sector-specific
sivillere yönelik sıhhiye programı
(Askeri) medical civic action program
suça yönelik
felonious
sözcüğe yönelik
(Bilgisayar,Teknik) word oriented
sırta yönelik
(Anatomi) dorsad
tabloya yönelik
table oriented
tahmine yönelik araştırma
(Pisikoloji, Ruhbilim) predictive research
tehdide yönelik mühimmat
(Askeri) threat-oriented munitions
tuşlara yönelik yardım
(Bilgisayar) keys help
uygulamaya yönelik bilgi
applicable information
uygulamaya yönelik eğitim
(Askeri) performance-oriented training
yaymaya yönelik
evangelistic
ye yönelik gayretler
(Politika, Siyaset) engaged efforts
yukarıya yönelik işlemler
(Ticaret) upstream transactions
zamana yönelik izleme
(Bilgisayar,Teknik) time oriented trace
şablona yönelik dil
(Bilgisayar) template language
şablona yönelik dil
(Bilgisayar) template-oriented language
Turkish - Turkish
Belli bir yöne çevrilmiş olan, müteveccih, ait, özgü
Belli bir yöne çevrilmiş olan, müteveccih, ait, özgü: "Bir büyük ve değerli özelliği de, Türk geçmişinin ve bugünün sentezine yönelik bir yaklaşım içinde bulunuşu idi."- H. Taner