The typhoon moved in a westerly direction.
- Tayfun batı yönünde hareket etti.
Which direction will he choose?
- O, hangi yönü seçecek?
I love every aspect of the game.
- Oyunun her yönünü seviyorum.
We must consider every aspect of the problem.
- Biz sorunun her yönünü göz önünde bulundurmalıyız.
Imagination affects every aspect of our lives.
- Hayal hayatlarımızın her yönünü etkilemektedir.
We must examine the various aspects.
- Çeşitli yönleri incelemeliyiz.
A dreary landscape spread out for miles in all directions.
- Kasvetli bir manzara, her yöne millerce yayıldı.
I have a good sense of direction, so I don't get lost.
- Ben iyi bir yön duyusuna sahibim, bu yüzden kaybolmam.
Modern cars differ from the early ones in many ways.
- Modern arabalar birçok yönden eski olanlardan farklıdır.
Japan and China differ from each other in many ways.
- Japonya ve Çin, pek çok yönden birbirinden farklıdır.
Of course you can trust me. Have I ever given you a bum steer before?
- Elbette bana güvenebilirsin. Ben hiç daha önce seni yanlış yönlendirdim mi?
The flood diverted the course of the river.
- Sel nehrin yönünü değiştirdi.
There's a trend these days towards small families.
- Bu günlerde küçük ailelere doğru bir yönelim var.
I lost my bearings when I came out of the subway.
- Metrodan çıktığımda yönümü kaybettim.
I lost my bearings when I came out of the subway.
- Metrodan çıktığımda yönümü kaybettim.
Your sexual orientation is not something you can change.
- Cinsel yöneliminiz değiştirebileceğiniz bir şey değildir.
I'd love to be able to change my sexual orientation.
- Cinsel yönelimimi değiştirebilmek isterim.
We were rerouted because of weather.
- Havadan dolayı yönümüzü değiştirdik.
A farewell party was held for the executive who was retiring.
- Emekli olan bir yönetici için bir veda partisi düzenlendi.
He had led the Republican Party with great success.
- O, Cumhuriyetçi Parti'yi büyük bir başarı ile yönetti.
Today I'm going to show you another side of me.
- Bugün size başka bir yönümü göstereceğim.
The exit is on the right side of the direction of travel.
- Çıkış seyahat yönünün sağ tarafında.
He's well respected for his management skills.
- Yönetim becerilerinden dolayı ona oldukça saygı duyulur.
England resembles Japan in many respects.
- İngiltere birçok yönden Japonya'ya benzer.
Tom certainly doesn't have a very good sense of direction.
- Tom'un kesinlikle çok iyi bir yön duyusu yok.
I have no sense of direction so I always travel with a compass.
- Benim bir yön duyum yok bu yüzden her zaman bir pusula ile seyahat ederim.