I just want to humiliate her.
- Ben sadece onu küçük düşürmek istiyorum.
I don't want to humiliate Tom.
- Tom'u küçük düşürmek istemiyorum.
My little brother is watching television.
- Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
I've brought you a little something.
- Sana küçük bir şey getirdim.
Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
- Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
He lived in a small town nearby.
- Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu.
I don't have the slightest idea.
- En küçük bir fikrim yok.
My wife's hands are slightly smaller than the shop assistant's.
- Eşimin elleri tezgahtarınkinden biraz daha küçük.
My kid brother is twelve.
- Benim küçük erkek kardeşim on iki yaşında.
I have three young kids.
- Üç küçük çocuğum var.
My DVD collection is absolutely miniscule.
- Benim DVD koleksiyonum kesinlikle küçük.
You can't imagine how humiliating this is.
- Bunun ne kadar küçük düşürücü olduğunu hayal bile edemezsin.
The war ended with a humiliating defeat for Britain.
- Savaş İngiltere için küçük düşürücü bir yenilgi ile sona erdi.
Small children are afraid of being left alone in the dark.
- Küçük çocuklar karanlıkta yalnız bırakılmaktan korkuyorlar.
Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
- Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
An old man entered the old church with his elder son, his younger daughter and her little baby.
- Yaşlı bir adam, büyük oğlu, küçük kızı ve küçük bebeği ile eski kiliseye girdi.
The baby has pretty little fingers.
- Bebeğin güzel küçük parmakları var.
The boy gathered a handful of peanuts and put them in a small box.
- Oğlan bir avuç yer fıstığı topladı ve onları küçük bir kutuya koydu.
My younger brother is watching TV.
- Küçük erkek kardeşim TV izliyor.
He is five years younger than me.
- O, benden beş yaş küçük.
Slanderous, defamatory, obscene, indecent, lewd, pornographic, violent, abusive, insulting, threatening and harassing comments are not tolerated.
- İftira niteliğinde, küçük düşürücü, müstehcen, uygunsuz, iffetsiz, pornografik, şiddet, suistimal, hakaret, tehdit ve taciz yorumlarına katlanılmaz.
Tom wanted me to buy him a pony.
- Tom ona küçük at almamı istedi.
I'd like to take a small trip this weekend.
- Bu hafta sonu küçük bir gezi yapmak istiyorum.
My dear little cat disappeared a week ago.
- Sevgili küçük kedim bir hafta önce kayboldu.
Tom took a tiny bite of Mary's donut.
- Tom Mary'nin gözlemesinden küçük bir lokma aldı.
Our world is only a tiny part of the universe.
- Dünyamız evrenin sadece küçük bir parçasıdır.
Moncalvo is the smallest Italian city.
- Moncalvo çok küçük bir İtalyan şehridir.