wrong, erroneous; imprecise; unseemly, improper

English - Turkish

Definition of wrong, erroneous; imprecise; unseemly, improper in English Turkish dictionary

Related Terms

incorrect

{s} yanlış

Cevapların her ikisi de yanlıştır. - The answers are both incorrect.

O yanlış cevap verdi. - He answered incorrectly.

incorrect

(Ticaret) asılsız

incorrect

{s} münasebetsiz

incorrect

doğru olmayan

incorrect

{s} düzeltilmemiş

incorrect

{s} hatalı

Goethe bu deyimi kullanılır. Neden sonra, bugün onun hatalı olması gerekir? - Goethe used this idiom. Why, then, should it be incorrect today?

Belki de rapor hatalıydı. - Perhaps the report was incorrect.

incorrect

{s} biçimsiz

incorrect

incorrectlyyanlış olarak

incorrect

{s} uygunsuz

English - English

Definition of wrong, erroneous; imprecise; unseemly, improper in English English dictionary

{s} incorrect

Hyphenation

wrong, erroneous; imprecise; unseemly, im·prop·er