Araban bütünüyle harap olmuş.
- Your car's totally wrecked.
Larry Ewing sarhoştur.
- Larry Ewing is drunk.
Tom sokakta yatan bir sarhoşu fark etti.
- Tom noticed a drunk lying in the street.
Bir hostes enkazdan kurtarıldı.
- A stewardess was saved from the wreckage.
Ertesi gün geminin enkazı kıyıda hulundu.
- The next day the wreck of the ship was discovered on the shore.
Sen tam bir harabesin.
- You're a total wreck.
Kasırgadan sonra, evleri bir harabeydi.
- After the hurricane, their house was a wreck.
Sarhoş adam düz yürüyemiyordu.
- The drunken man couldn't walk straight.
Polis memuru el fenerini sarhoş adamın yüzüne tuttu.
- The officer shone his flashlight in the drunken man's face.
Sarhoş olmak istiyor musun?
- Do you want to get drunk?
Tom'un canı sarhoş olmak istedi.
- Tom felt like getting drunk.
Sürekli oyunlar oynarsan görme yeteneğine zarar vereceksin.
- You're going to wreck your eyesight if you play games all the time.
Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.
- Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
O, gerçek bir ayyaştı.
- He was a real drunkard.
Ayyaşlar genellikle oldukça komiktirler.
- Drunkards are often quite amusing.
Tren kazasında yüz kişi yaralandı.
- A hundred people were hurt in a train wreck.
Az önce bir trafik kazasında arabamı mahvettim.
- I just wrecked my car in a traffic accident.
Az önce bir trafik kazasında arabamı mahvettim.
- I just wrecked my car in a traffic accident.