Araban bütünüyle harap olmuş.
- Your car's totally wrecked.
Tom sokakta yatan bir sarhoşu fark etti.
- Tom noticed a drunk lying in the street.
Onun işe genellikle geç gelmesi yeterince kötüydü fakat sarhoş gelmesi bardağı taşıran son damlaydı ve ben onun işine son verdireceğim.
- It was bad enough that he usually came to work late, but coming in drunk was the last straw, and I'm going to have to let him go.
Bir hostes enkazdan kurtarıldı.
- A stewardess was saved from the wreckage.
Bir hostes enkazdan kurtarıldı.
- A stewardess was rescued from the wreck.
Kasırgadan sonra, evleri bir harabeydi.
- After the hurricane, their house was a wreck.
Sen tam bir harabesin.
- You're a total wreck.
Polis memuru el fenerini sarhoş adamın yüzüne tuttu.
- The officer shone his flashlight in the drunken man's face.
Sarhoş adam düz yürüyemiyordu.
- The drunken man couldn't walk straight.
Tom'un canı sarhoş olmak istedi.
- Tom felt like getting drunk.
Sarhoş olmak için yeterince içelim.
- Let's drink enough to get drunk.
Sürekli oyunlar oynarsan görme yeteneğine zarar vereceksin.
- You're going to wreck your eyesight if you play games all the time.
Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.
- Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
Tom sokakta yatan bir ayyaşı fark etti.
- Tom noticed a drunkard lying in the street.
O, gerçek bir ayyaştı.
- He was a real drunkard.
Tren kazasında on üç kişi hayatını kaybetti.
- Thirteen people died in the train wreck.
Tren kazasında on üç kişi öldü.
- Thirteen people were killed in the train wreck.
Az önce bir trafik kazasında arabamı mahvettim.
- I just wrecked my car in a traffic accident.