Siz bana bir iyilik yapar mısınız?
- Would you do me a favour?
Sizin sayfanızdan bizim kurumsal sitemize bir köprü yapar mısınız?
- Would you please make a hyperlink to our corporate site from your page?
İngilizce konuşmayı tercih eder misiniz?
- Would you prefer to speak in English?
Bu bavulu taşımama yardım eder misiniz?
- Would you mind helping me carry this suitcase?
Sakıncası yoksa yüzmeye gittiğimde eşyalarıma bakar mısın?
- Would you mind watching my things while I go for a swim?
Affedersiniz, sakıncası yoksa bunu yineleyebilir misiniz?
- Excuse me, would you mind repeating that?
Sizinle oturmamın sizce bir sakıncası var mı?
- Would you mind if I sit with you?
Sigara içmemin sizce bir sakıncası var mı?
- Would you mind if I smoked?
Biraz beklemenizin sakıncası var mı?
- Would you mind waiting a moment?
Birlikte gelmemin bir sakıncası var mı?
- Would you mind if I came along?
... And Mr. Cerf, with the home team, would you'd like to ...
... But I suppose if I can broaden it and say, would you have ...