wot not; know not; knows not

listen to the pronunciation of wot not; know not; knows not
English - Turkish

Definition of wot not; know not; knows not in English Turkish dictionary

not
gayri
not
emes
not
değil

Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum. - I like to play sport for fun not for competition.

John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç. - John is not as old as Bill; he is much younger.

not
yok

Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu. - There was nothing but an old chair in the room.

Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok. - I've got nothing to say to him.

not
Mühim değil
not
z. değil, olmayan
not
not only this yalnız bu değil
not
not a little epey not at all hiç
not
asla

Neyin doğru olmadığını asla söylemem. - I never say what is not true.

Tom öyle bir şeyin bir daha asla olmayacağını söyledi. - Tom said that nothing like that would ever happen again.

not
katiyen

Tüm gün katiyen bir şey yemedim. - I ate absolutely nothing the whole day.

Katiyen yapmayacaksın. - You'll do nothing of the kind.

not
Not halfÇokHiç fena değil
not
Suçsuzdur
not
whether he goes or not gitse de gitmese de
not
de
English - English
not
wot not; know not; knows not
Favorites