En kötüsü için kendinizi hazırlamalısınız.
- You must prepare yourself for the worst.
En kötüsü için hazır olmalısınız.
- You should be ready for the worst.
Yazla ilgili en kötü şey sıcaklık.
- The worst thing about summer is the heat.
Olabilecek en kötü şeyi düşünelim.
- Let's consider the worst that could happen.
Bize en kötü şekilde ihanet edenler her zaman bizim için gözde olanlardır.
- Those who betray us in the worst way are always those who are dearest to us.
Eğer en kötü durum senaryosu için hazır mısınız?
- Are you ready for the worst-case scenario?
En kötü durum senaryosunda elimizden geldiği kadar mutlu görünmek zorunda kalacağız.
- In the worst case scenario we'll just have to look as happy as we can.
Bu hepsinin en kötüsüdür.
- This is the worst of all.
En kötüsü için hazırlanmalısın.
- You should prepare for the worst.
That's the worst news I've had all day.
The worst storm we had last winter knocked down our power lines.
I'm feeling really ill - the worst I've felt all week.
I think putting oil on a burn is the worst thing you can do.
None of these photographs of me are good, but this one is definitely the worst.