Tom çalışırken Fransızca konuşmak zorunda.
- Tom has to speak French at work.
Tom bugün çalışırken kendini incitti.
- Tom injured himself at work today.
Çalışma odasında hâlâ iş başında.
- He is still at work in the workroom.
Tom hâlâ iş başında olmalı.
- Tom should still be at work.
O şimdi işte fakat yedide dönecek.
- He is at work now, but will return at seven.
Dün gece fazla uyuyamadım bu yüzden bütün gün işte uyukluyordum.
- I didn't get much sleep last night so I was nodding off all day at work.
Don't interrupt me while I'm at work on my housing project.