without unwillingness or hesitation; showing readiness

listen to the pronunciation of without unwillingness or hesitation; showing readiness
English - Turkish

Definition of without unwillingness or hesitation; showing readiness in English Turkish dictionary

readily
rahatlıkla
readily
canı gönülden
readily
söyleme
readily
güçlük çekmeden
readily
gönülden
readily
isteyerek

Tom hatalarını isteyerek kabul eder. - Tom readily admits his mistakes.

readily
seve seve

Önerimi seve seve kabul etti. - She readily agreed to my proposal.

Tom onun yapmasını istediğimiz şeyi seve seve yapmaya söz verdi. - Tom readily promised to do what we asked him to do.

readily
kolayca

Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar. - The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.

Güzel konuşan bilim adamı kolayca tartışmaya katıldı. - The eloquent scholar readily participated in the debate.

readily
kolayca/isteyerek
readily
can atarak
readily
(Mukavele) kolaylıkla
readily
çabucak
English - English
readily
without unwillingness or hesitation; showing readiness
Favorites