Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.
- Dick tried to solve the problem, in vain.
John sorunu çözmek için boşuna uğraştı.
- John tried in vain to solve the problem.
Boş yere tanığa rüşvet vermeye yeltendiler.
- They attempted in vain to bribe the witness.
Ağlamamak için boş yere çabaladı.
- She tried in vain not to cry.
On the mountains of truth you can never climb in vain.