Tüm çabalarımız boşunaydı.
- All our efforts were in vain.
Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.
- Dick tried in vain to solve that problem.
Ben onu bir daha sigara içmemesi için boş yere ikna etmeye çalıştım.
- I tried in vain to persuade him not to smoke any more.
Ağlamamak için boş yere çabaladı.
- She tried in vain not to cry.
On the mountains of truth you can never climb in vain.