without ceasing, always, ever

listen to the pronunciation of without ceasing, always, ever
English - Turkish

Definition of without ceasing, always, ever in English Turkish dictionary

continually
ikide birde
continually
ikide bir
continually
süregiden
continually
devamlı

Tom devamlı olarak pasta yiyor. - Tom continually eats cake.

continually
mütemadiyen
continually
sürekli

O kötü huylu oldu, sürekli karısının yemeklerini eleştirdi ve midesindeki bir ağrıdan şikâyet etti. - He became bad-tempered, continually criticized his wife's cooking and complained of a pain in his stomach.

O sürekli olarak para kalmadığından şikayet ediyordu. - She complained continually that there was no money left.

continually
harıl harıl
continually
sürekli olarak

Solucan gübresi sürekli olarak toprağı zenginleştirir. - Worm castings continually enrich the soil.

Eğer evren yıldızlarla doluysa, neden onların ışığı sürekli olarak tüm evreni aydınlatmıyor? - If the universe is full of stars, why doesn't their light continually light up the entire sky?

continually
z. sürekli, devamlı, sık sık, boyuna, habire
continually
devamlı olarak

Tom devamlı olarak pasta yiyor. - Tom continually eats cake.

continually
durmadan
continually
boyuna
English - English
{a} continually