Yurt dışında bir geziye davet edildim, ama ben gitmek istemiyorum.
- I've been invited on a trip abroad, but I don't want to go.
Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu.
- I had a chance to travel abroad.
O günlerde çok az sayıda kişi yurtdışına seyahat edebiliyordu.
- In those days, few people could travel abroad.
Yurtdışına giderken, bir çift gözlük daha almalısınız.
- You should take another pair of glasses when you go abroad.
Yurtdışında okumaya karar verdim.
- I decided to go abroad to study.
Onun yurtdışında eğitim yapmaya gitmemesinin nedeni budur.
- This is why he didn't go to study abroad.
to walk abroad.