without; no longer in possession of; not having more; divested of

listen to the pronunciation of without; no longer in possession of; not having more; divested of
English - Turkish

Definition of without; no longer in possession of; not having more; divested of in English Turkish dictionary

out of
dışında

Biz kitabın dışında bir şey bırakmadık. - We have left nothing out of our book.

Yurt dışında seyahat söz konusu değil. - Traveling abroad is out of the question.

out of
haricinde
out of
den dolayı
out of
siz

Sizin fikirleriniz tamamen çağ dışıdır. - Your ideas are all out of date.

Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor - Your opinion seems to be out of date.

out of
den

Bu makine bozuk. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz. - This machine is out of order. Please try again later.

Ben buranın dışına çıkmayı deniyorum. - I'm trying to get out of here.

out of
den dışarı
out of
yoksun

Tom onu bir adalet duygusundan yoksun olarak yaptı. - Tom did it out of a sense of justice.

out of
dolayı

Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı. - We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.

Karısı zorunluluktan dolayı işe başlamıştır. - His wife has started to work out of necessity.

out of
hakkında

Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım. - Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.

Şimdi birkaç aydır yeni gelişmeler hakkında bilgim yok. - I've been out of touch with things for several months now.

out of
1. -den (Yeri değişen birinin/bir nesnenin çıkış yerini bildirir.): Take your hands out of your pockets! Ellerini ceplerinden çıkar! 2
out of
-dan
out of
dışına

Tom bu ayın sonunda kasabanın dışına taşınıyor. - Tom is moving out of town at the end of this month.

O, evin dışına giderken görüldü. - He was seen going out of the house.

out of
-den dolayı
out of
-den yapılmış
out of
-den uzak
out of
arasından

Tavan arasından dışarı çıkma. - Don't come out of the attic.

out of
-den çıkma
out of
-sız
English - English
out of

Once out of the farm the approach of poverty would be sure.

without; no longer in possession of; not having more; divested of
Favorites