Telefon aramasından sonra üç dakika içerisinde polisler Tom'un kapısındaydılar.
- The police were at Tom's door within three minutes after the phone call.
Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir.
- The school is within walking distance of my house.
Üç gün içinde cevap vereceğim.
- I will answer within three days.
O bir hafta içinde geri dönecek.
- She will be back within a week.
Tom Mary'nin öğrenci konseyi başkanı seçilmesini önlemek için gücü dahilinde her şeyi yaptı.
- Tom did everything within his power to keep Mary from being elected president of the student council.
Tom yanan binada sıkışmış çocukları kurtarmak için gücü dahilinde her şeyi yaptı.
- Tom did everything within his power to save the children that were trapped in the burning building.
İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.
- He was surprised to hear a cry from within.
İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.
- He was surprised to hear a cry from within.
Amerikan dergisi Uluslararası Yaşam'a göre, Uruguay dünyada en güvenli yirmi ülke arasında yer almaktadır.
- According to the American journal International Living, Uruguay is ranked among the twenty safest countries in the world.
Çevirmenler farklı kültürler arasında aracılık ederler.
- Interpreters mediate between different cultures.
Saatler içinde, diğer bankaların çoğu kapanmak zorundaydı.
- Within hours, many of the other banks had to close.
Üç gün içinde cevap vereceğim.
- I will answer within three days.
Onun külleri burada gömülüdür.
- Her ashes are interred here.
Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir.
- The school is within walking distance of my house.
O bir hafta içinde geri dönecek.
- She will be back within a week.
Gelirine uygun bir şekilde harca.
- Spend within your means.
Gelirine uygun bir şekilde yaşamak için ekstra giderleri kısmalısın.
- You must cut down on extra expenses in order to live within your means.
İki olay arasında yıllar geçer.
- Years intervene between the two incidents.
Perde arası ne zaman?
- When is the intermission?
Kavşağın ortasında gazımız bitti.
- We ran out of gas in the middle of the intersection.
Geçen gün yoğun bir eyaletler arası yolun ortasında benzinim bitti.
- The other day I ran out of gas in the middle of a busy Interstate.
Tom ve Mary'nin birbiriyle çıkmaktan vazgeçtiğini bilmekle ilgilenebileceğini düşündüm.
- I thought you might be interested to know that Tom and Mary have quit dating each other.
Cümleyi birbiriyle zıt iki farklı biçimde çevirmek mümkün.
- The sentence is capable of two interpretations, of which the first is the exact opposite of the other.
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
Onlar karşılıklı ilgi alanları konusunda sizinle konuşmak istiyorlar.
- They want to talk to you about areas of mutual interest.
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
Bu konu bizim çalışma kapsamında değildir.
- This subject is not within the scope of our study.
Birkaç gün içerisinde, Japonya, Amerikan Guam adasını ele geçirdi.
- Within days, Japan captured the American island of Guam.
Görünüşe göre, biz iki ay içerisinde bir artış alacağız.
- Apparently, we'll be getting a raise within two months.
The Rat lightly stepped into a little boat which the Mole had not observed. It was painted blue outside and white within, and was just the size for two animals; and the Mole's whole heart went out to it at once .
Leave here within three days.
... losses within families and communities. There's literally been a near-constant state of conflict ...
... the hydrogen atoms in several parallel universes to ours. But it's at least within the realm ...