Görünüşe göre, biz iki ay içerisinde bir artış alacağız.
- Apparently, we'll be getting a raise within two months.
Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir.
- The school is within walking distance of my house.
Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı.
- Truman arrived at the White House within minutes.
O bir saat içinde geri dönecektir.
- She will return within an hour.
Tom hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek için gücü dahilinde her şeyi yapıyor.
- Tom is doing everything within his power to improve the patients quality of life.
Tom yerel doğal yaşamı korumak için gücü dahilinde her şeyi yapmaya söz verdi.
- Tom vowed to do everything within his power to protect the local wildlife.
İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.
- He was surprised to hear a cry from within.
İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı.
- He was surprised to hear a cry from within.
Amerikan dergisi Uluslararası Yaşam'a göre, Uruguay dünyada en güvenli yirmi ülke arasında yer almaktadır.
- According to the American journal International Living, Uruguay is ranked among the twenty safest countries in the world.
Çevirmenler farklı kültürler arasında aracılık ederler.
- Interpreters mediate between different cultures.
O bir hafta içinde geri dönecek.
- She will be back within a week.
Üç gün içinde cevap vereceğim.
- I will answer within three days.
Onun külleri burada gömülüdür.
- Her ashes are interred here.
O bir saat içinde geri dönecektir.
- She will return within an hour.
Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı.
- Truman arrived at the White House within minutes.
Gelirine uygun bir şekilde harca.
- Spend within your means.
Gelirine uygun bir şekilde yaşamak için ekstra giderleri kısmalısın.
- You must cut down on extra expenses in order to live within your means.
Bana gelince, uluslar arası klas bir insan olmaya çabalamak yerine, açık fikirli bir dünya insanı olmak istiyorum.
- As for me, instead of trying to be a cool, international man, I would like to be an open-minded earth person.
İki olay arasında yıllar geçer.
- Years intervene between the two incidents.
Kavşağın ortasında gazımız bitti.
- We ran out of gas in the middle of the intersection.
Geçen gün yoğun bir eyaletler arası yolun ortasında benzinim bitti.
- The other day I ran out of gas in the middle of a busy Interstate.
Cümleyi birbiriyle zıt iki farklı biçimde çevirmek mümkün.
- The sentence is capable of two interpretations, of which the first is the exact opposite of the other.
Tom ve Mary'nin birbiriyle çıkmaktan vazgeçtiğini bilmekle ilgilenebileceğini düşündüm.
- I thought you might be interested to know that Tom and Mary have quit dating each other.
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
Onlar karşılıklı ilgi alanları konusunda sizinle konuşmak istiyorlar.
- They want to talk to you about areas of mutual interest.
Bu konu bizim çalışma kapsamında değildir.
- This subject is not within the scope of our study.
Telefon aramasından sonra üç dakika içerisinde polisler Tom'un kapısındaydılar.
- The police were at Tom's door within three minutes after the phone call.
Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir.
- The school is within walking distance of my house.
The Rat lightly stepped into a little boat which the Mole had not observed. It was painted blue outside and white within, and was just the size for two animals; and the Mole's whole heart went out to it at once .
Leave here within three days.
... independence within eight years, you're going to see manufacturing jobs come back. ...
... So he said, well, if I'm going to die within a year, I might ...