John hariç, onların hepsi geldi.
- Except for John, they all arrived.
Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
- I work every day except for Sundays.
Bazı değişiklikler hariç olmak üzere, proje onaylandı.
- Except for some modifications, the project was approved.
Fırtına olmasaydı daha erken varırdım.
- Except for the storm, I would have arrived earlier.
Baş ağrım olmasaydı giderdim.
- I would go except for my headache.