Sana iyi şans dilemek için geldim.
- I came to wish you good luck.
Özür dilemek istiyorum.
- I wish to say a word of apology.
Onun arzusu iyi bir öğretmen olmaktır.
- Her wish is to become a good teacher.
Benim arzuma boyun eğmesi için onu zorladım.
- I forced him into complying with my wish.
Üçüncü dilek mi? Adam şaşırdı. Birinci ve ikinci dileği dilememişsem, o nasıl üçüncü dilek olabilir ki?
- Third wish? The man was baffled. How can it be a third wish if I haven't had a first and second wish?
Doğum gününde dilek tutmak bir Amerikan geleneğidir.
- It's an American tradition to make a wish on your birthday.
Sen uçabildiğini temenni etmez misin?
- Don't you wish you could fly?
Babanızın çabuk iyileşmesi için isteklerim.
- My wishes for your father's rapid recovery.
Onun isteklerinin aksine o onu yakarak kül etti.
- She cremated him against his wishes.
Romalılar, imparatorluğun çöküşünü istemedi, ama oldu.
- Romans did not wish for the fall of their empire, but it happened.
Kocanızla iletişim kurmayı istemenizi anlıyorum.
- I understand you wish to contact your husband.
Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir.
- Jane wishes she could see sumo in England.
Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir.
- Ken wishes to brush up his English.
Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.
- Everybody wished he had been elected governor.
Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur.
- There were times when Tom wished he hadn't married Mary.
Dileğiniz gerçekleşti mi?
- Did you get your wish?
Benim dileğim İsviçre'ye gitmektir.
- My wish is to go to Switzerland.
I wish to complain.
Mr. White took the paw from his pocket and eyed it dubiously. I don't know what to wish for, and that's a fact, he said slowly. It seems to me I've got all I want..