Tom içkisini tazeledi.
- Tom refreshed his drink.
Fotoğrafla hafızasını tazeledi.
- She refreshed her memory with the photo.
Ben kırsalda bir hafta geçirdikten sonra tamamen tazelenmiş hissediyorum.
- I feel completely refreshed after spending a week in the country.
Banyo yaptıktan sonra oldukça tazelenmiş hissediyorum.
- I feel quite refreshed after taking a bath.