Her zamanki gibi, fizik öğretmeni, sınıfa geç kalmıştı.
- As usual, the physics teacher was late for class.
O, her zamanki gibi geç geldi.
- He came late as usual.
Her zaman olduğu gibi geç kaldılar.
- They're late, as usual.
Hiç söylemeye gerek yok, her zaman olduğu gibi Judy geç geldi.
- Needless to say, Judy came late as usual.
Tom her zamanki gibi erkenden kalktı.
- Tom rose early as always.
O, her zamanki gibi geç kalmıştı.
- He was late, as always.
He seems as busy as ever.
- Er scheint so beschäftigt wie immer zu sein.
That actress is as beautiful as ever.
- Diese Schauspielerin ist schön wie immer.