Benim en iyi dostum bir kitaptır.
- My best friend is a book.
Gerçek dostluk paha biçilmezdir.
- True friendship is priceless.
Beni seven bir arkadaşım var.
- I have a friend who loves me.
Arkadaşım Korece çalışıyor.
- My friend studies Korean.
O gerçekten bir arkadaş değil, sadece bir tanıdık.
- He is not really a friend, just an acquaintance.
Onun birçok tanıdıklar ancak birkaç arkadaşı var.
- He has many acquaintances but few friends.
Adanın sakinleri cana yakındır.
- The inhabitants of the island are friendly.
Tom hâlâ tamamen eskisi kadar arkadaş canlısı.
- Tom is still just as friendly as he used to be.
Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.
- I was aided by a dear friend.
Beni destekledikleri için arkadaşlarıma ve aileme teşekkür etmek istiyorum.
- I want to thank my friends and family for supporting me.
Ben bu işi bir arkadaşa yardımcı olmak için yapıyorum.
- I'm doing this job to help a friend.
Ona yardımcı olacak arkadaşı yoktu.
- He had no friend to help him.