while a sticky board may plane well it doesn't offer the acceleration expected

listen to the pronunciation of while a sticky board may plane well it doesn't offer the acceleration expected
English - Turkish

Definition of while a sticky board may plane well it doesn't offer the acceleration expected in English Turkish dictionary

sticky
yapış yapış

Bütün vücudum terden yapış yapış. Kendime gelmek için mümkün olduğu kadar çabuk bir banyo almak istiyorum. - My whole body is sticky with sweat. I want to take a bath as quickly as possible in order to feel refreshed.

Bu yapış yapış bir durum. - This is a sticky situation.

sticky
{s} yapışkan

Lastikler çok yapışkan. - The tires are very sticky.

Bu bant yapışkan değil - This tape isn't sticky.

sticky
sıvık
sticky
yapışan
sticky
güç
sticky
zor

Çok zor bir durumda bana yardım etti. - She helped me in a very sticky situation.

sticky
(sıfat) yapışkan, yapış yapış, yapışkanlı, aşırı nemli, rutubetli, ıslak, inatçı, zorlu, zor, tatsız, kötü, berbat, isteksiz, gönülsüz
sticky
{s} k.dili. zor ve hassas (iş/problem)
sticky
{s} kötü
sticky
stickilyyapışkan bir şekilde
sticky
{s} isteksiz
sticky
{s} zorlu
sticky
{s} berbat
sticky
{s} inatçı
sticky
cimri/zor/yapışkan
sticky
{s} aşırı nemli

Yazın Japonya sıcak ve aşırı nemli. - Japan is hot and sticky in summer.

sticky
{s} ıslak
sticky
ıstırap veren
English - English
sticky
while a sticky board may plane well it doesn't offer the acceleration expected

    Hyphenation

    while a sti·cky board May plane well it does·n't of·fer the ac·cel·e·ra·tion expected

    Turkish pronunciation

    hwayl ı stîki bôrd mey pleyn wel ît dʌzın ôfır dhi äkselıreyşın îkspektıd

    Pronunciation

    /ˈhwīl ə ˈstəkē ˈbôrd ˈmā ˈplān ˈwel ət ˈdəzən ˈôfər ᴛʜē ˌakˌselərˈāsʜən əkˈspektəd/ /ˈhwaɪl ə ˈstɪkiː ˈbɔːrd ˈmeɪ ˈpleɪn ˈwɛl ɪt ˈdʌzən ˈɔːfɜr ðiː ˌækˌsɛlɜrˈeɪʃən ɪkˈspɛktəd/
Favorites