which is not closed; accessible; unimpeded; as, an open gate

listen to the pronunciation of which is not closed; accessible; unimpeded; as, an open gate
English - Turkish

Definition of which is not closed; accessible; unimpeded; as, an open gate in English Turkish dictionary

open
açık uygun
open
(Ticaret) açılış değeri
open
genişletmek
open
gelişmek
open
(Bilgisayar) pencere boyutunu değiştirir
open
cömert
open
dürüst

Ben açık ve dürüsttüm. - I was open and honest.

Sana karşı tamamen dürüstüm. - I have been completely open with you.

open
kullanıma hazır
open
(Tıp) Açık (elektrik devresi)
open
{s} geniş

Tom kapıyı daha geniş açtı. - Tom opened the door wider.

Tom'un gözleri geniş açıldı. - Tom's eyes opened wide.

open
boğuk olmayan
open
samimi
open
(sıfat) açık, serbest, geniş, dürüst, içten, karara bağlanmamış, ferah, kısık olmayan (ses)
open
{s} ağaçsız. i
open
açık, açmak
open
arasında mesafe olan
open
(isim) açık
open
kabule hazır
open
{s} kapanmamış, ödenmemiş (borç)
open
{s} karara bağlanmamış
English - English
open

It was as if his body had gone to sleep standing up and with his eyes open.

which is not closed; accessible; unimpeded; as, an open gate
Favorites