Ne zaman burada yüzebilirim?
- When can I swim here?
Ne zaman geri döneceksin?
- When will you return?
O üç yaşında iken babasını kaybetti.
- He lost his father when he was three years old.
Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.
- I met him once when I was a student.
Ne zaman geri döneceksin?
- When will you return?
Genellikle ne zaman yatarsın?
- When do you usually go to bed?
Gitmen gerektiğinde bana söyleyeceksin, değil mi?
- You'll tell me when you need to leave, won't you?
Bir şey için ödeme yapmam gerektiğinde ben sadece kredi kartı kullanırım.
- I just use a credit card whenever I need to pay for something.
Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
- We'll do it when we have time.
Yaşamın en iyi zamanı genç olduğun zamandır.
- The best time of life is when you are young.
Para borç aldığımızda koşulları kabul etmeliyiz.
- When we borrow money, we must agree to the conditions.
Büyüdüğümde tarih öğretmek istiyorum.
- I want to teach history when I grow up.
Tarihinin en büyük ve en olası kurtarma Berlin halkına yiyecek ve umut getirdi - Ve bu havadan ikmalin başlamasına sebeb oldu
- And that's when the airlift began – when the largest and most unlikely rescue in history brought food and hope to the people of Berlin.
Ben bir çocukken burada çok vakit harcadım.
- I spent a lot of time here when I was a kid.
Facebook'ta en son ne zaman vakit geçirdin?
- When was the last time you spent time on Facebook?
O geldiğinde mektubu yazmıştım.
- I had written the letter when he came.
O geldiğinde başlayacağız.
- We will start when he comes.
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?
Orkestra akort etme sırasında kulak tırmalayan sesler yapar.
- The orchestra makes discordant noises when tuning up.
yolculuk sırasında çok fazla giysi getirmeyin.
- Don't bring too much clothing when you travel.
Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say.
- When angry, count ten; when very angry, a hundred.
Tom ilk karşılaştığında Mary'nin ne kadar güzel olduğunu hatırladı.
- Tom remembered how beautiful Mary had been when he first met her.
By the time I reach the age of sixty-five, I will have worked for more than forty.
When will they arrive?.
I’ll do it when I get the time.
They were told when to sleep.
I’m happiest when I’m working.
It was raining when I came yesterday.
A good article will cover the who, the what, the when, the where, the why and the how.
Stars emit gamma rays at the time of their explosion.
- Stars emanate gamma rays when they explode.
The time will come when you will regret it.
- The time will come when you will regret this.
Since when do I need your permission?.
Do you know when they arrive?.
Come whenever you want to.
- Come whenever you want.
We'll start whenever you are ready.
- We'll start whenever you're ready.
I'll be an old man by the time you finish!.