wettlauf

listen to the pronunciation of wettlauf
German - Turkish
{'vetşvimın} s yüzme yarışı
[der] koşu yarışı
English - Turkish

Definition of wettlauf in English Turkish dictionary

race
yarışmak

Cidden benimle yarışmak istiyor musun? - Do you seriously want to race me?

race
yarış

Amerika Birleşik Devletleri, aya yarışı kazandı. - The United States had won the race to the moon.

Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum. - I am training hard so that I may win the race.

race
ırk

Atom bombaları insan ırkı için bir tehlikedir. - Atomic bombs are a danger to the human race.

Amerika'da yaşayan birçok farklı ırklarda insanlar vardır. - There are people of many different races living in America.

race
{i} familya
race
(aracı) hızlı sürmek
race
kök

İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler. - Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.

race
{i} at yarışı

Bu bir at yarışı gibi. - It's like a horse race.

Hiç bir at yarışı görmeye gittin mi? - Have you ever gone to see a horse race?

footrace
{i} koşu
footrace
{i} yaya yarışı
race
{i} yuva (makine)
race
{i} mücâdele

O, kayak yarışlarında mücadele ediyor. - He competes in ski races.

race
hareket eden bir makina parçası yatağı
race
fazla hızlı işlemek ma-
race
{f} yarıştırmak
race
yuva
race
{i} sınıf
race
{f} (atı) dörtnala koşturmak; (aracı) hızlı sürmek. 4
German - English
race
race (for something)
foot race
footrace

Hare and Hedgehog began their footrace. - Hase und Igel begannen ihren Wettlauf.

Wettlauf um Patente
race for patents
an einem Rennen/Wettlauf teilnehmen
to race
ein Wettlauf mit der/gegen die Zeit
a race against time/the clock
einen Wettlauf machen
to run a race