Batılı ülkeler doları güçlendirmek için baş başa verip düşünüyorlar.
- Western nations have to put their heads together to strengthen the dollar.
Ada Japonya'nın batısında yer alır.
- The island lies to the west of Japan.
Onlar batı ülkeleriyle iletişim kurdular.
- They communicated with the Western countries.
Batı ülkeleri konuyla ilgili tutumundan dolayı Japonya'ya atlıyor.
- Western countries are jumping on Japan for its stance on the issue.
Birçok insan altın aramak için Batıya yola çıktı.
- Many men set out for the West in search of gold.
Batıya yolculuk zordu.
- The trip west was hard.
Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.
- In the north, there's Scotland; in the south, England; in the west, Wales; and further west, Northern Ireland.
Gün batımı batıda parlıyor.
- The sunset glows in the west.
Batıdaki erkekler genellikle viski içer.
- Generally men in Westerns drink whisky.
Şehrin on mil batısında bir taş ocağı var.
- There's a rock quarry ten miles west of town.
Onun ordusu, Mississippi Nehri'nin batısındaydı.
- His army was west of the Mississippi River.
Uçak, batıya doğru uçtu.
- The plane flew toward the west.
O, yolculuğuna batıya doğru başladı.
- He began his trip to the West.