werkstücke

listen to the pronunciation of werkstücke
English - Turkish

Definition of werkstücke in English Turkish dictionary

pieces
(Muzik) parça

Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur. - Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.

Bana iki parça tebeşir ver. - Give me two pieces of chalk.

works
(Askeri) bayındırlık
works
asar
works
(Askeri) tahkimat
workpieces
parçaların
pieces
parçalar

Gazeteyi parçalara ayırdı. - I tore the newspaper into pieces.

O mektubu okuduktan sonra, onu parçalara ayırdı. - After she had read the letter, she tore it to pieces.

works
{i} fabrika

Tom büyük bir fabrika için çalışıyor. - Tom works for a large factory.

Benim babam bir fabrikada çalışır. - My father works in a factory.

works
{i} çalışmalar

Onun en son çalışmaları geçici sergide. - His latest works are on temporary display.

Onun çalışmalarından hiçbirini görmedim. - I have seen neither of his works.

works
{i} eserler

Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi? - Can computers actually translate literary works?

Ressam birçok güzel sanat eserleri üretir. - The painter produces many fine works of art.

works
{i} tesis

O bir sıhhi tesisat şirketi için çalışıyor. - He works for a plumbing company.

Karıştırma tesisinden şantiyeye beton taşımak için doksan dakikamız var. - We have ninety minutes to carry the concrete from the mixing plant to the worksite.

works
{i} yapıtlar
works
(isim) fabrika, imalathane, iş, atölye, işler, eserler, yapıtlar, çalışmalar, tesis, yapı, istihkâm
works
{i} atölye

Ben atölyede çalışıyorum. - I am working at the workshop.

Tom'un bodrumunda bir atölyesi var. - Tom has a workshop in his basement.

works
work işle/çalıştır/çalış
works
{i} imalathane
works
{i} işler

Birisi işleri baltaladı. - Someone's put a spanner in the works.

Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir. - The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.

works
parça/eser/iş
works
{i} yapı

O tamamen reklam yapıldığı gibi çalışır. - It works exactly as advertised.

Atölyesinde bir tablo yapıyor. - He's making a table in his workshop.

works
(Askeri) TAHKİMAT: Bak. "fortification"
German - English
works
pieces
workparts
workpieces
work pieces