Çocuk göle taşlar fırlatarak zaman geçirdi
- The boy passed the time by flinging stones into the lake.
Çocuk göle taşlar fırlatarak zaman geçirdi
- The boy passed the time by flinging stones into the lake.
Tom'un masasının üstündeki rafta bir bovling kupası vardı.
- There was a bowling trophy on the shelf above Tom's desk.
Seninle bovlinge gideceğim.
- I'll go bowling with you.