Binlerce insan, reklam yüzünden aldatıldı.
- Thousands of people were deceived by the advertisement.
Gazeteden reklam kesti.
- He cut the advertisement out of the newspaper.
Tom bir reklamcılık ajansında başladı.
- Tom started an advertising agency.
Gazeteden reklam kesti.
- He cut the advertisement out of the newspaper.
Eski kanepeni satmak istiyorsan neden yerel bir gazeteye bir reklam koymuyorsun?
- If you want to sell your old sofa, why not put an advertisement in the local paper?
Tom bir reklamcılık ajansında başladı.
- Tom started an advertising agency.
Bir reklam ajansının temel işi nasıl bir isteğin bir ihtiyaca çevrileceğini bulmaktır.
- The basic job of an advertising agency is to figure out how to turn a desire into a need.
İndirimler ve satışlarla ilgili ilanlar sürekli olarak Tom'un cep telefonuna geliyor.
- Advertisements for discounts and sales constantly arrive on Tom's mobile phone.
Buraya yakın kiralık bir daire olduğunu gazete ilanlarından okudum.
- I read in the newspaper advertisements that there is an apartment for rent near here.
Mağaza bir satış tanıtımı yapıyor.
- The store is advertising a sale.
Onlar ilanla bir aşçı arıyorlar.
- They are advertising for a cook.
Advertisements urge us to buy luxuries.
- Die Werbung treibt uns an, Luxusartikel zu kaufen.
Coca-Cola advertisements can be seen all over the world.
- Werbung für Coca-Cola kann man auf der ganzen Welt sehen.