Hoşça kal demeden dışarı çıktı.
- She went out without saying good-bye.
Ben arkadaşlarımla dışarı çıktım.
- I went out with my friends.
Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?
- Would you like to go out to have a drink somewhere?
Dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.
- I would rather stay at home than go out.
Onunla dışarıya çıkmak eğlenceli.
- It's fun to go out with him.
İşten sonra bir içki için dışarıya çıkmak ister misin?
- Would you like to go out for a drink after work?
Benimle flört etmek ister misin?
- Would you like to go out with me?
Dün dışarı çıkmak zorunda kaldım.
- I was obliged to go out yesterday.
Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?
- Would you like to go out to have a drink somewhere?
Tom muhtemelen dışarı gitmek ve oynamak istedi.
- Tom probably wanted to go out and play.
Köpek dışarı gitmek istiyor.
- The dog wants to go outside.
Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
- Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
- I can't go out because I have a lot of homework.
The lights went out.
They've been going out since for 3 years now, but still live apart.
He thought Nehru jackets went out only in the late seventies.
After going to Joan's for dinner, they went out.
And cold the poor man lies at night, / And so goes out the year.
... THE MAGIC SHOP ACROSS THE MALL WENT OUT OF BUSINESS. ...