Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.
- The door remaining locked up from inside, he could not enter the house.
Fakirlik onun çalışmalarına devam etmesini engelledi.
- Poverty prevented him from continuing his studies.
Bu konuşmaya devam etmenin amacı olmadığını anlıyorum.
- I see no point in continuing this conversation.
Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.
- The door remaining locked up from inside, he could not enter the house.
Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.
- The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife.
Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.
- There were few students remaining in the classroom.
Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.
- Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.
Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.
- The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife.
Eve gitmek ve ofiste işte kalmak arasında tereddüt etti.
- He wavered between going home and remaining at work in the office.