weapons

listen to the pronunciation of weapons
English - Turkish

Definition of weapons in English Turkish dictionary

weapon
silâh

Çin, silah programını modernleştirmek için çalışıyor. - China is working to modernize its weapons program.

Silah ihracatı yasaklandı. - Weapons export was prohibited.

weapons platform
silah platformu
weapons used for attack purposes
silah saldırı amaçlı kullanılan
weapons-grade
silah-grade
weapons assignment
(Askeri) SİLAH TAHSİSİ: Verilen bir görevin başarılması için her bir silah kontrolörüne silah tahsis etme işlemi
weapons carrier
(Askeri) SİLAH TAŞIYICI: Bak. "weapons carrier truck"
weapons carrier truck
(Askeri) SİLAH TAŞIYICI; SİLAH TAŞIMA ARACI: Hafif yük, silah, avadanlık malzeme ve personel taşımak için imal edilmiş kamyon. Buna " weapons carrier" de denir
weapons free
(Askeri) ATEŞ SERBEST: Hava savunmasında silah sistemlerinin dost olarak tanımlanmayan herhangi bir hedefe karşı ateş açabileceklerini gösteren bir silah kontrol durumu. Ayrıca bakınız: "weapons hold", "weapons tight"
weapons hold
(Askeri) SİLAHLAR EMİRLE KULLANILACAK; DOLDUR EMNİYETE AL: Hava savunmasında silah sistemlerinin kendilerini savunma veya resmi bir emirle kullanılabileceğini belirten bir silah kontrol durumu. Ayrıca bakınız: "weapons free" ve "weapons tight"
weapons list
(Askeri) SİLAH ÇİZELGESİ: Bir muharebe görevinde kullanılan taktik ve diğer birliklerde mevcut veya kullanılma yetkisi verilmiş silahları gösterir bir liste. Bu listede, elle taşınan silahlar, çeşitli top, tekerlekli ve tırtıllı araçlara monte edilmiş silahlar bulunur
weapons of mass destruction
(Askeri) kitle imha silahları
weapons of moss destruction
(Askeri) KİTLE İMHA SİLAHLARI; KİTLE HALİNDE İMHA SİLAHLARI: Silah kontrolü kullanımında, yüksek tahrip kabiliyetine sahip ve/veya çok sayıda insanı öldürecek şekilde kullanılan silahlar anlamına gelir. Bu silahlar, nükleer, kimyasal, biyolojik ve radyolojik olabilirler. Ancak silahın ayrılabilir veya bölünebilir kısımları olan sevk veya itici kısımları bunun dışında kalır
weapons platoon
(Askeri) AĞIR SİLAH TAKIMI; SİLAH TAKIMI: Bir piyade bölüğünde ağır silahların toplandığı takım
weapons readiness state
(Askeri) SİLAH HAZIRLIK DURUMU: Hava savunma silahlarının verilen bir görevi yerine getirmek üzere fırlatılabileceği veya havaya atılabileceği hazırlık derecesini belirten bir terim. Silah hazırlık durumları silahların sayısı ve dakika sayısı ile ifade edilirler. a - 2 minutes - 2 dakika. Silahlar iki dakika içinde fırlatılabilirler. b - 5 minutes - 5 dakika: Silahlar beş dakika içinde fırlatılabilirler. c - 15 minutes -15 dakika. Silahlar on beş dakika içinde fırlatılabilirler. d - 30 minutes -30 dakika. Silahlar otuz dakika içinde fırlatılabilirler. e - 1 hour -1 saat: Silahlar bir saat içinde fırlatılabilirler. f - 3 hour - 3 saat - Silahlar üç saat içinde fırlatılabilirler. g - released - görev dışı. Silahlar belirli bir süre için görev dışı bırakılmışlardır
weapons recommendation sheet
(Askeri) SİLAH TAVSİYE ÇİZELGESİ: Bir taarruzun amacını tanımlayan ve kullanılacak silahların cinsi, oluşturacağı tahmini hasar, ağırlığı, tapa cinsi, aralıkları, istenen orta vuruş noktaları ve yeniden taarruzlar arasındaki sürelerle ilgili tavsiyeleri içeren çizelge
weapons release line
(Askeri) silah bırakma hattı
weapons response range (as well as wpns release rg)
(Askeri) silah cevap menzili
weapons state of readiness
(Askeri) Bak. "weapons readiness state
weapons system
(Askeri) SİLAH SİSTEMİ: Bir sevk aracı ve tüm ilgili teçhizatı, malzemeleri, hizmetleri ve bu sistemin amaçlanan hareket ortamında kendi kendine yeterli olabilmesi için gerekli personeli de içine alan tüm silah birleşimi
weapons tight
(Askeri) SİLAHLAR SADECE DÜŞMANA KARŞI KULLANILACAK/NİŞAN AL: Hava savunmasında, silah sistemlerinin yalnızca düşman olarak tanımlanan hedeflere karşı kullanılacağını belirten bir silah kontrol durumu
weapons troop
(Askeri) AĞIR SİLAH BÖLÜĞÜ: Bu teşkil halen mevcut değildir
arms
{i} kucak
arms
teslim olmak
arms
(Askeri) SİLAHLAR: Harpte kullanılmak üzere yapılmış silahlar. Ayrıca bakınız: "arm"
weapon
(isim) silâh
military weapons
(Askeri) askeri silahlar
special weapons
(Askeri) özel silahlar
unconventional weapons
(Askeri) gayri nizami silahlar
weapon
pusat
weapon
(Askeri) SİLAH, HERHANGİ BİR SAVAŞ ALETİ: Düşman personeline veya malzemeye zarar vermek için kullanılan tüfek, süngü, el bombası vs. gibi bir alet
arms
savaş silahları
biological weapons
biyolojik silahlar
conventional weapons
klasik silahlar
conventional weapons
konvansiyonel silahlar
field weapons
sahra silahları
take away weapons
silah bırak
weapon
silah

Barack Obama, nükleer silahlarla ilgili uluslararası bir yasaklamayı hedefliyor, fakat tüm savaşlarda onlara karşı değil. - Barack Obama is aiming for an international ban on nuclear weapons, but is not against them in all wars.

Çin, silah programını modernleştirmek için çalışıyor. - China is working to modernize its weapons program.

abc weapons
atomik, biyolojik ve kimyasal silahlar
intermediate-range nuclear weapons
orta menzilli nükleer silahlar
1980 United Nations Convention on Conventional Weapons; continuous carrier wave
(Askeri) 1980 Birleşmiş Milletler Konvansiyonel Silahlar Kongresi; süreki taşıyıcı dalgası
Biological Weapons Convention
(Askeri) Biyolojik Silahlar Sözleşmesi (BSS)
Chemical Weapons Convention; composite warfare commander
(Askeri) Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (KSS); ortak muharebe komutanı
Nuclear Weapons Intelligence Support Plan
(Askeri) Nükleer Silahlar İstihbarat Destek Planı
abc weapons
abc silahları (atomic, biological, chemical weapons)
abc weapons
atomik biyolojik ve kimyasal silahlar
advanced conventional weapons
(Askeri) geliştirilmiş konvansiyonel silahlar
air weapons
uçak silahları
air weapons controller
(Askeri) HAVA SİLAHLARI KONTROLÖRÜ: Hava ve yer hedeflerine karşı hava silahları sistemlerini kullanmak ve kontrol etmek üzere özel olarak eğitilmiş ve bu göreve atanmış bir birey
airborne weapons corrective action program
(Askeri) hava silahları düzeltici müdahele programı
aircraft weapons
uçak silahları
armament weapons support equipment
(Askeri) silah destek teçhizatı
armed forces special weapons project
(Askeri) SİLAHLI KUVVETLER ÖZEL SİLAHLAR PROJESİ
arms
under arms silâhlanmış
arms
{i} silahlar

Bazı insanlar nükleer silahlara karşı gösteri yapıyorlar. - Some people are demonstrating against nuclear arms.

Askerlerin bol miktarda silahları vardı. - The troops had plenty of arms.

arms
silah/kol
arms
{i} arma
arms
{i} cephane
arms
of kelenmiş
arms
Iay down arms sulh yapmak
arms
{i} koyun
arms
up in arms ateş püskürmeye hazır ayaklanmış
arms
To arms Silâh başına bear arms silahlı olmak
arms
{i} silâh

Amerikalılar silah taşıma hakkına sahiptir. - Americans have the right to bear arms.

Askerlerin bol miktarda silahları vardı. - The troops had plenty of arms.

arms
harbe hazır
binary weapons
çift silahlar
controlled effects nuclear weapons
(Askeri) ETKİLERİ KONTROLLU NÜKLEER SİLAHLAR: Normal patlama etkisinin dışında belirli etkilerin yoğunluğunda değişiklik meydana getirecek şekilde hazırlanmış nükleer silahlar
critical nuclear weapons design information
(Askeri) kritik nükleer silahla tasarım bilgisi
deployed nuclear weapons
(Askeri) SEVKEDİLEN NÜKLEER SİLAHLAR: 1. Enerji Bakanlığı ile Savunma Bakanlığı arasında silah transfer anlamında kullanıldığında bu terim söz konusu silahların Savunma Bakanlığına ve zimmetine transfer edildiğini belirtir. 2. Genel Kurmay Başkanı tarafından, sevkedici ve taşıyıcı birliklerin depolama tesislerine ve zimmetlerine transfer edilmesi onaylanan nükleer silahlar. DEPLOYMENT (SAVUNMA BAKANLIĞI, SAVUNMA KURULU): YAYILMA, İNTİKAL, TERTİPLENME, YIĞINAK, PARAŞÜT AÇILMASI, STRATEJİK TERTİPLENME: 1. Takım veya daha küçük birlikleri, muharebe hazırlığını arttırmak maksadıyla, derinliğine veya genişliğine, yada hem derinliğine hem de genişliğine yayma. 2. Deniz kuvvetlerinde bir seyir, temas veya yaklaşma düzeninden muharebe düzenine geçiş. 3. Stratejik anlamda, kuvvetlerin arzu edilen harekat bölgelerine yerleştirilmesi. 4. Birliklerin ve kuvvetlerin birlik programında belirtilen tahsis edilmiş mahalleri. 5. Paket halindeki bir paraşütün faaliyete geçirildikten tamamen açılıp yükünü kaldıracak hale gelinceye kadar geçirdiği safha
deployed nuclear weapons
(Askeri) sevk edilen nükleer silahlar
dispersed nuclear weapons
(Askeri) DAĞITILMIŞ NÜKLEER SİLAHLAR: Bu terim, silahların, Nükleer Enerji Komisyonu ile Milli Savunma Bakanlığı arasında devri ile ilgili olarak kullanıldığı zaman, Milli Savunma Bakanlığına devredilip bu, bakanlık nezaretine intikal etmiş silahları ifade eder
dual capable weapons
(Askeri) (MULTI) ÇİFT (ÇOK) MAKSATLI SİLAHLAR: 1. Çeşitli tipte ya da karışık harp güçlü veya ateş güçlü cihazları ayrı ayrı kullanma kabiliyetine sahip silahlar veya silah grupları ve araçlar. 2. Bazen bu terim, hem nükleer, hem nükleer olmayan mühimmatı kullanma kabiliyetindeki silahlar için kullanılır
dual purpose weapons
(Askeri) (MULTI) ÇİFT (ÇOK) MAKSATLI SİLAHLAR: Temelde farklı iki veya daha çok askeri görevde veya muharebe şeklinde müessir tatbik sahasına sahip silahlar
field artillery direct support weapons
(Askeri) SAHRA TOPÇUSU DİREKT DESTEK SİLAHI, DİREKT DESTEK SAHRA TOPÇUSU: Desteklenen birlik tarafından istenecek ateşi yapma görevi verilmiş topçu
field artillery general support weapons
(Askeri) SAHRA TOPÇUSU GENEL DESTEK SİLAHI, GENEL DESTEK SAHRA TOPÇUSU: Belirli bir birlikten ziyade bir bütün olarak harekatı desteklemek için ateş eden topçu
guns/weapons free
(Askeri) ATEŞ SERBEST: Hava önleme görevlerinde, "Dost olduğu anlaşılmayan tüm uçaklara ateş edilebilir" anlamına gelen bir kod
guns/weapons tight
(Askeri) ATEŞ TUTUK !: Hava önleme görevlerinde "herhangi bir uçağa, (veya belirlenen bölgede) hedef (ler) in düşmana ait olduğundan emin olmadan ateş etmeyin veya "ateş etmekten kaçının" anlamına gelen bir kod
hand weapons
(Askeri) EL SİLAHLARI: Bak. "hand arms"
heavy weapons
(Askeri) AĞIR SİLAHLAR: Havan, obüs, top, ağır makinalı tüfek ve geri tepmesiz top gibi silahlar
heavy weapons company
(Askeri) AĞIR SİLAH BÖLÜĞÜ, AĞIR BÖLÜK: Bir bölük karargahı ile bir makinalı tüfek takımı, bir havan takımı ve bir 75 mm'lik geri tepmesiz top takımından müteşekkil piyade bölüğü. Buna eskiden (heavy weapons troop) denirdi
heavy weapons troop
(Askeri) AĞIR BÖLÜK, AĞIR SİLAH BÖLÜĞÜ: Bak. "heavy weapons company"
mine weapons
(Askeri) mayın silahları
mine weapons
(Askeri) MAYIN SİLAHLARI: Mayın harbinde kullanılabilecek tüm silahların belirtilmesinde kullanılan genel bir terim
nuclear weapons
nükleer silahlar
nuclear weapons (NUWEP) reconnaissance list
(Askeri) nükleer silahlar (NUWEP) keşif listesi
nuclear weapons report
(Askeri) nükleer silah raporu
offensive weapons
saldırı silahları
policy guidance for the employment of nuclear weapons
(Askeri) nükleer silahların görevlendirilmesine yönelik politika yönergesi
special weapons
(Askeri) ÖZEL SİLAHLAR: Bazen emniyet veya diğer sebeplerle özel işlemler için gruplandırılmış silahları göstermek üzere kullanılan bir terim. Bunun yerine nükleer silahlar, güdümlü füzeler gibi belirli terimlerin kullanılması daha uygundur
special weapons and tactics
(Askeri) özel silah ve taktikler
special weapons ferry control office
(Askeri) ÖZEL SİLAHLAR FERİ KONTROL BÜROSU
special weapons ferry control officer
(Askeri) ÖZEL SİLAHLAR FERİ KONTROL SUBAYI
take away weapons
silah bırakmak
unconventional weapons
(Askeri) GAYRİ NİZAMİ KLASİK OLMAYAN SİLAHLAR
weapon
weaponrysilahlar
English - English
Plural of weapon
intermediate range nuclear weapons weapons system Treaty on the Nonproliferation of Nuclear Weapons
arms
weapons free
An order that weapons may only be fired at targets (especially aircraft or missiles) that are not known to be friendly
weapons hold
An order that weapons may only be fired at targets (especially aircraft or missiles) when under attack, or in response to a formal order
weapons of mass destruction
plural form of weapon of mass destruction
weapons tight
An order that weapons may only be fired at targets (especially aircraft or missiles) that are known to be hostile
weapons-grade
of a purity suitable for the manufacture of weapons
weapons carrier
military vehicle that is a light truck designed to carry mortars or machine guns and their crews
weapons plutonium
plutonium 239 that is recovered when nuclear weapons are disassembled; it is stored in plutonium pits
weapons system
Any integrated system for the control and operation of a specific type of weaponry. Weapons are usually divided into two categories, strategic and tactical. Strategic weapons strike at the seat of an enemy's military, economic, and political power, targeting cities, factories, military bases, transportation and communications networks, and seats of government. Most nuclear weapons are part of strategic weapons systems. Tactical weapons are designed instead for offensive or defensive use at relatively short range for example, guided missiles intended as antiaircraft and antitank weapons, or other weapons used in aerial and naval combat
weapons-grade
Weapons-grade substances such as uranium or plutonium are of a quality which makes them suitable for use in the manufacture of nuclear weapons. equipment which can produce weapons-grade uranium
weapons-grade
of a quality adequate for use in weapons (especially in weapons of mass destruction); "weapons-grade plutonium"; "weapons-grade anthrax
atomic weapons
plural form of atomic weapon
biological weapons
plural form of biological weapon
chemical weapons
plural form of chemical weapon
conventional weapons
plural form of conventional weapon
nuclear weapons
plural form of nuclear weapon
radiological weapons
plural form of radiological weapon
section automatic weapons
plural form of section automatic weapon
siege weapons
plural form of siege weapon
squad automatic weapons
plural form of squad automatic weapon
thermonuclear weapons
plural form of thermonuclear weapon
weapon
an instrument or other means of harming or exerting control over another
weapon
an instrument of attack or defense in combat or hunting, e.g. a gun, missile, or sword
weapon
{n} an instrument of offense or defense
Israel Weapons Development Authority
institute that develops weapons for the Israeli military and for export
Weapon
wepen
abc weapons
{i} atomic and biological and chemical weapons, weapons based on nuclear bacterial or chemical methods
artillery weapons
heavy weapons, weapons such as shells bombs and missiles
bacteriological weapons
weapons which are based on harmful bacteria which will spread disease after the bomb is dropped
chemical weapons
missiles and other weapons designed to deliver poisonous chemicals upon explosion
chemical weapons convention
a global treaty banning the production or acquisition of stockpiling or transfer of use of chemical weapons
conventional weapons
routine" weapons, war weapons that hit locally only
heavy weapons
large weapons operated by a team of soldiers (mortars, cannons, etc.)
in Outer Space and Under Water Treaty Banning Nuclear Weapons Tests in the Atmos
officially Treaty Banning Nuclear Weapons Tests in the Atmosphere, in Outer Space and Under Water Treaty that prohibits all tests of nuclear weapons except those conducted underground. U.S.-Soviet test-ban talks began after concerns arose in the 1940s and '50s about the dangers of radioactive fallout from aboveground nuclear tests. These talks made little progress until the Cuban missile crisis of 1962. In the following year, Britain, the U.S., and the Soviet Union signed the treaty, and more than 100 other governments soon followed. France and China were notable nonsignatories. In 1996 the treaty was replaced by the Comprehensive Test-Ban Treaty, which will not take effect until it is signed by all 44 countries with nuclear power plants. India refuses to do so on the ground that the treaty lacks disarmament provisions and permits nonexplosive testing. See also Nuclear Nonproliferation Treaty
intermediate-range nuclear weapons
Class of nuclear weapons with a range of 620-3,400 mi (1,000-5,500 km). Some multiple warheads developed by the Soviet Union could strike several targets anywhere in Western Europe in less than 10 minutes. The U.S. could send a single nuclear warhead from central Europe to Moscow in less than 10 minutes. Both were regarded as offensive, first-strike weapons. U.S.-Soviet arms-control negotiations (1980-87) led to the intermediate nuclear forces (INF) treaty, signed by Mikhail Gorbachev and Ronald Reagan, to completely remove and dismantle these and shorter-range weapons
naval air warfare center weapons division
the principal Navy agency for research and development for air warfare and missile weapon systems
nuclear weapons
weapon which makes use of nuclear energy so as to produce awesome repulsion and deadly radiation
organization for the prohibition of chemical weapons
international organization for chemical disarmament; administers the Chemical Weapons Convention
stockpile weapons
collect weapons, accumulate weapons, amass weapons
unconventional weapons
weapon of mass destruction, weapon which causes widespread destruction
weapon
Amrig
weapon
a means of persuading or arguing; "he used all his conversational weapons"
weapon
A weapon is an object such as a gun, a knife, or a missile, which is used to kill or hurt people in a fight or a war. nuclear weapons
weapon
Something that does harm to another or others Another or others can be anything Weapon can be anything
weapon
a means of persuading or arguing; "he used all his conversational weapons
weapon
{i} instrument for use in attack or defense in combat (i.e. sword, gun, claws, etc.); any means used to fight with (i.e. skill, wit, etc.)
weapon
OF MASS DESTRUCTION: weapons whose effects are wide-spread or deemed to be excessively injurious to civilians or the environment, e g chemical, biological, and radiological warfare
weapon
A weapon is something such as knowledge about a particular subject, which you can use to protect yourself or to get what you want in a difficult situation. I attack politicians with the one weapon they don't have, a sense of humor. antitank weapon nuclear weapon thermonuclear weapon atomic weapon
weapon
means a firearm as defined in 18 USC § 921 for purposes of the Gun-Free Schools Act It also means any other gun, BB gun, pistol, revolver, shotgun, rifle, machine gun, disguised gun, dagger, dirk, razor, stiletto, switchblade knife, gravity knife, brass knuckles, sling shot, metal knuckle knife, box cutter, cane sword, electronic dart gun, Kung Fu star, electronic stun gun, pepper spray or other noxious spray, explosive or incendiary bomb, or other device, instrument, material or substance that can cause physical injury or death when used to cause physical injury or death
weapon
Means a “dangerous weapon” as defined in the United States Code
weapon
An item listed in the schedule to the Weapons Act •Commonwealth Offences
weapon
An instrument of offensive of defensive combat; something to fight with; anything used, or designed to be used, in destroying, defeating, or injuring an enemy, as a gun, a sword, etc
weapon
any instrument or instrumentality used in fighting or hunting; "he was licensed to carry a weapon" a means of persuading or arguing; "he used all his conversational weapons
weapon
The Planet's own personal bodyguards They were created when Jenova landed, but never used However, when Sephiroth uses the Black Materia to call Meteor, the Planet releases the Weapons Unfortunately, they go haywire
weapon
An offensive or defensive instrument used to destroy, injure or threaten an enemy
weapon
any instrument or instrumentality used in fighting or hunting; "he was licensed to carry a weapon"
weapon
Fig
weapon
A thorn, prickle, or sting with which many plants are furnished
weapon
(noun) (1) An instrument of attack or defense in combat, as a gun, missile, or sword (2) A means used to defend against or defeat another: Logic is A P Duli Investigations' best weapon
weapon
Webster defines it as "an instrument of offensive or defensive combat " Thus an automobile, baseball bat, bottle, chair, firearm, fist, pen knife or shovel is a "weapon," if so used
weapon
Bokenglish | adronato
weapon
an instrument of attack or defense in combat, e.g. a gun, missile, or sword
weapon
An object which can be used in a fight to improve the damage you do The best weapons are swords and axes, but these require a minimum strength to wield them The easiest weapon to find is a stick (it's better alight, though) Almost anything can be used as a weapon, but "obvious" weapons are usually the best
weapon
A word never used in scouting The terms firearm, gun or rifle should be used
weapon
The means or instrument with which one contends against another; as, argument was his only weapon
weapon
Any tool that can be used to apply or project lethal force or an instrument of offensive or defensive combat Thus an automobile, baseball bat, bottle, chair, firearm, fist, pen knife or shovel is a "weapon," if so used The term "lethal weapon" is popular but redundant as in fact all weapons have the potential to be lethal Using the term weapon to describe a firearm is not only inaccurate, it is "anti-speak" My guns, including my "defensive" guns are simply firearms I hope I never have to use them as weapons and I do not refer to them as such Calling sporting and personal arms "weapons" just gives the "anti-gun types" an inflammatory political word to use against us Gun people in the know, use the words firearm, gun or sidearm to describe their arms, instead of the inflammatory and inaccurate word "weapon"
weapons

    Turkish pronunciation

    wepınz

    Pronunciation

    /ˈwepənz/ /ˈwɛpənz/

    Etymology

    [ 'we-p&n ] (noun.) before 12th century. Middle English wepen, from Old English w[AE]pen; akin to Old High German wAffan weapon, Old Norse vApn.

    Videos

    ... CROWLEY: Governor, Governor, if I could, the question was about these assault weapons that ...
    ... as you see, he's putting in place different blocks banning testing these weapons, also ...
Favorites