wealthy, fruitful, valuable, sweet, nice

listen to the pronunciation of wealthy, fruitful, valuable, sweet, nice
English - Turkish

Definition of wealthy, fruitful, valuable, sweet, nice in English Turkish dictionary

rich
{s} zengin

Çin doğal kaynaklar bakımından zengindir. - China is rich in natural resources.

O, zengin yaşlı bir adamla evlendi. - She married a rich old man.

rich
{s} verimli

Bir nehir havzasının genellikle verimli tarım arazileri vardır. - The basin of a river usually has rich farmland.

rich
{s} pahada ağır
rich
{s} bereketli
rich
{s} varlıklı

Ailem varlıklı değildir. - My family is not rich.

rich
{s} değerli
rich
kalın
rich
varsıl
rich
kalorisi yüksek
rich
pahalı

Zengin insanlar pahalı saatleriyle hava atarlar. - Rich people show off with their expensive watches.

rich
dolgun
rich
ağır

Richter ölçeğine göre 8.9 şiddetinde bir deprem, Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye sebep oldu. - An earthquake, 8.9 on the Richter scale, hits Japan and causes a massive tsunami.

rich
(the ile) zenginler
rich
varlı

Bütün varlığını kaybetti. - He lost all his riches.

Ailem varlıklı değildir. - My family is not rich.

rich
çok

Çok zengin olduğunu duyuyorum. - I hear you're very rich.

Ben fakirim, oysa erkek kardeşlerim çok zengin. - I am poor, whereas my brothers are very rich.

rich
para

Bazen zengin insanlar çok parası olmayan diğer insanlara tepeden bakarlar. - Sometimes rich people look down on other people who do not have much money.

Zengin olsam, ona para vermem. - Even if I were rich, I wouldn't give money to him.

rich
{s} anlamlı

Fransızca dili eş anlamlı sözcüklerce zengindir. - The French language is rich in synonyms.

rich
(sıfat) paralı, zengin, varlıklı, bereketli, verimli, değerli, pahada ağır, pahalı, bol, yoğun, besin değeri yüksek, besleyici, ağır (yiyecek), canlı (renk), gür, esprili, komik, nükteli, anlamlı
English - English
{a} rich