wealth, affluence

listen to the pronunciation of wealth, affluence
English - Turkish

Definition of wealth, affluence in English Turkish dictionary

riches
varlık
riches
variyet
riches
{i} hazine
riches
{i} servet

Bütün servetine rağmen o mutlu değildir. - For all his riches he is not happy.

Servetine rağmen, memnun değil. - Despite his riches, he's not contented.

riches
{i} zenginlik

Japon edebiyatı güzelliği ve zenginliklerine rağmen, şimdiye kadar batıda yetersiz olarak bilinmektedir. - Japanese literature, in spite of its beauty and riches, is as yet inadequately known in the West.

Öldüğünüz zaman, tüm zenginlikleriniz sizin için değersiz hale gelecektir. - When you die, all your riches will become worthless to you.

English - English
{i} riches
wealth, affluence
Favorites