English - Turkish
Definition of water drops which fall to the earth from the air in English Turkish dictionary
- rain
- yağmur yağmak
- rain
- {f} yağmur gibi boşanmak
- rain
- {i} rahmet
- rain
- {f} yağmur yağ
Yarın İngiltere'nin güneyinde yağmur yağacak.
-Tomorrow it will rain in the south of England.
Eğer yağmur yağarsa kalacağım.
-I'll stay if it rains.
- rain
- (yağmur) yağmak
- rain
- yağmur gibi yağmak
- rain
- yağmuruna tutmak
- rain
- yağmur
Yağmur nedeniyle toplantı iptal edildi.
-The meeting was canceled because of the rain.
Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.
-I was caught in the rain on my way home.
- rain
- yağdırmak
Tekrar yağmur yağdırmak için kaç tane kurbanlık kuzuya ihtiyacımız var?
-How many sacrificial lambs do we need to bring the rain back?
- rain
- rain barrel yağmur fıçısı
- rain
- rain belt yağmur bölgesi
- rain
- f yağmur
- rain
- (fiil) yağmur yağmak, yağmak, yağdırmak, yağmuruna tutmak, şakır şakır akmak
- rain
- {f} şakır şakır akmak
- rain
- rain check ertelenmiş maç için seyirciye verilen yeni bile
- rain
- yağmur gibi yağdırmak
Related Terms
English - English
Definition of water drops which fall to the earth from the air in English English dictionary
- rain
water drops which fall to the earth from the air
Hyphenation
wa·ter drops which Fall to the earth from the A·irTurkish pronunciation
wôtır dräps hwîç fôl tı dhi ırth fırm dhi erPronunciation
/ˈwôtər ˈdräps ˈhwəʧ ˈfôl tə ᴛʜē ˈərᴛʜ fərm ᴛʜē ˈer/ /ˈwɔːtɜr ˈdrɑːps ˈhwɪʧ ˈfɔːl tə ðiː ˈɜrθ fɜrm ðiː ˈɛr/
Resimler
Favorites