Seyretmekten başka bir şey yapamadı.
- He could do nothing but watch.
Bir Fransız filmi seyretmek istiyorsun, değil mi?
- You want to watch a French movie, don't you?
Bu benim dün aldığım kol saati.
- This is the watch I bought yesterday.
Kol saatimi kaybettim.
- I've mislaid my watch.
Biz hangi programın açık olduğuna bakmaksızın televizyon izlemeye eğilimliyiz.
- We are apt to watch television, irrespective of what program is on.
İlk nöbeti ben alacağım.
- I'll take the first watch.
Diğeri şekerleme yaparken bizden biri nöbet tutsun.
- Let one of us keep watch while another takes a nap.
Jim bizi beklemesinin bir sakıncası olmayacağını söyledi.
- Jim said that he wouldn't mind waiting for us.
Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız.
- We men are used to waiting for the women.
Diyetime dikkat etmeli miyim?
- Should I watch my diet?
Onunla konuşurken lisanına dikkat etmelisin.
- You should watch your language when you talk to her.
Dan video gözetim görüntülerini izledi.
- Dan watched the video surveillance footage.
Dan'ı izleyen bir gözetim ekibi vardı.
- There was a surveillance team watching Dan.
Felicja, TV izlemekten hoşlanır.
- Felicja enjoys watching TV.
Kylie Minogue'un konserini izlemek istiyorum.
- I want to watch the concert of Kylie Minogue.
Bir saat aldım ve ertesi gün onu kaybettim.
- I bought a watch and I lost it the next day.
O, ona bir saat verdi.
- She gave him a watch.
Bir UFO görmek istiyorsan, gökyüzüne bakmaya devam et.
- If you want to see a UFO, keep watching the skies.
Tom'un eşyalarıma bakmasını istedim.
- I asked Tom to watch my things.
Bir Fransız filmi seyretmek istiyorsun, değil mi?
- You want to watch a French movie, don't you?
Seyretmek için favori sporun nedir?
- What's your favorite sport to watch?
Code Lyoko'yu izlemeyi seviyorum.
- I like watching Code Lyoko.
Babam genellikle akşam yemeğinden sonra televizyon izler.
- My father usually watches television after dinner.
Annem televizyon seyretmekten nefret eder.
- My mother hates watching the television.
Diyelim ki, televizyon seyretmek dinlendirici olabilir.
- Granted, watching TV can be relaxing.
Gözlerinde gözyaşlarıyla TV izliyordu.
- She was watching TV with tears in her eyes.
Anne bebek-bakıcısından çocukları gözlemesini rica etti.
- Mother asked the babysitter to watch the children.
Bütün gece annesine nezaret etti.
- She watched over her mother all night.
Bir otobüs beklerken, arkadaşımla buluştum.
- Waiting for a bus, I met my friend.
Bekleme salonunda beş hasta vardı.
- There were five patients in the waiting room.
Kütüphanenin önünde beni bekleyen bir arkadaşım var.
- I have a friend waiting for me in front of the library.
Yemek için bekleyen insan sıraları eskisinden daha uzundu.
- The lines of people waiting for food were longer than before.
Felicja, TV izlemekten hoşlanır.
- Felicja enjoys watching TV.
Code Lyoko'yu izlemeyi seviyorum.
- I like watching Code Lyoko.
Code Lyoko'yu izlemeyi seviyorum.
- I like watching Code Lyoko.
Felicja, televizyon izlemekten hoşlanır.
- Felicja enjoys watching TV.
Otobüs bekleyerek burada kalmaktansa yaya gitmeyi tercih ederim.
- I would rather go on foot than stay here waiting for the bus.
Seni bekleyerek tüm sabahı boşa harcadım.
- I wasted all morning waiting for you.
Dün gece iki saati televizyon izleyerek geçirdim.
- I spent two hours watching television last night.
Tom TV izleyerek kanepede uzanıyor.
- Tom is lying on the sofa watching TV.
Dikkat etmek zorundasınız.
- You have to watch out.
Yılın bu zamanında çığlara dikkat etmek zorundasın.
- You have to watch out for avalanches at this time of the year.
Eşyalarımı gözlemesini istedim.
- I asked her to watch my things.
Anne bebek-bakıcısından çocukları gözlemesini rica etti.
- Mother asked the babysitter to watch the children.
The second watch of the night began at midnight.
Put a little baking soda in some vinegar and watch what happens.
More people today carry a watch on their wrists than in their pockets.
Watch what you say.
So on the morne Sir Trystram, Sir Gareth and Sir Dynadan arose early and went unto Sir Palomydes chambir, and there they founde hym faste aslepe, for he had all nyght wacched .
He has to watch the kids that afternoon.
I'm tired of watching TV.
The watch stopped the travelers at the city gates.
You should watch that guy. He has a reputation for lying.
... lap at the same time as you're watching a screen over there. ...
... watching or anything. So I think you'll probably be just fine. ...