Onun ne zaman geleceğini bilmiyorum.
- Ich weiß nicht, wann er kommt.
Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?
- Äußerte sich der Fehler bereits von Anfang an, oder erst später? - Wann?
Ne zaman geri döneceksin?
- When will you return?
Genellikle ne zaman yatarsın?
- When do you usually go to bed?
O üç yaşında iken babasını kaybetti.
- He lost his father when he was three years old.
O beş yaşında iken o şiiri ezberleyebildi.
- He was able to memorize that poem when he was five years old.
Ev ödevi yapmam gerektiğinde erkek kardeşim her zaman bana yardım eder.
- When I have homework to do, my brother always helps me with it.
Tom ne zaman orada olması gerektiğinden emin değildi.
- Tom wasn't sure when he was supposed to be there.
Bütün söylediği zamanı geldiğinde öğreneceğimizdi.
- All she said was that we would know when the time came.
O geldiğinde mektubu yazmıştım.
- I had written the letter when he came.
Üzücü haber geldiğinde çok iyi vakit geçiriyordum.
- I was having a very good time, when the sad news came.
Küçükken büyükanne ve büyükbabalarımla taşrada çok vakit geçirdim.
- When I was little, I spent a lot of time in the country with my grandparents.
Genellikle ne zaman yatarsın?
- When do you usually go to bed?
Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan.
- I wish you would shut the door when you go out.
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?
Sometime I'll definitely visit France. I just don't know exactly when.
- Es ist unvermeidbar, dass ich eines Tages nach Frankreich gehe, ich weiß nur nicht, wann.
When are we eating? I'm hungry!
- Wann essen wir? Ich habe Hunger!