Yarın sabah erken uyanmak istiyorum.
- I want to wake up early tomorrow morning.
Ben saat 6.30'da uyanmak zorundayım.
- I have to wake up at 6:30.
Seni uyandırmak istemedim.
- I didn't mean to wake you.
Komşularımı uyandırmak istemiyorum.
- I don't want to wake my neighbors.
Yarın sabah erken uyanmak zorundasın.
- You have to wake up early tomorrow morning.
Annesi onu uyandırıncaya kadar Jim uyanmadı.
- Jim didn't wake up until his mother woke him.
Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder.
- A strong cup of coffee helps me wake up.
Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.
- The alarm clock wakes me at seven.
Sessiz ol, yoksa bebek uyanacak.
- Be quiet, or the baby will wake up.
How long I slept I cannot tell, for I had nothing to guide me to the time, but woke at length, and found myself still in darkness.