O genç adam, maaşındaki bir artışı hak ediyor.
- That young man deserves a raise in his wages.
Maaşını hemen ödedim.
- I paid his wages on the spot.
Tom'un patronu ona bir haftalık ücreti avans verdi.
- Tom's boss advanced him a week's wages.
Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi.
- The manager advanced him two weeks' wages.
Günahın bedeli ölümdür.
- The wages of sin are death.
Günahın bedeli ölümdür.
- The wages of sin is death.
Sendikanın liderleri, daha yüksek ücret için ortalığı karıştırıyorlardı.
- The leaders of the Union agitated for higher wages.
Polisler daha yüksek ücretler talep ettiler.
- The policemen demanded higher wages.
Her ay maaşımın %10'unu biriktirmeye çalışırım.
- I try to save 10% of my wages each month.
Gelecek yıl maaşlara zam yapılacak ama enflasyon yüzünden zammın çoğu eriyecek.
- Next year, the wages do increase, but most of the increase will disappear due to inflation.
Tom asgari ücret için çalışmaktadır.
- Tom's been working for minimum wage.
Sendika ücret taleplerinde mütevazı idi.
- The union was modest in its wage demands.
O bana bir haftalık ücreti avans verdi.
- He advanced me a week's wages.
Patron bir haftalık ücretimi yükseltti.
- The boss advanced me a week's wages.
Benim aylık ücret 300.000 yen.
- My monthly wage is 300,000 yen.
to wage war.
with the grete goodes we haue goten in these landes by youre yeftes we shalle wage good knyghtes & withstande the kynge Claudas malyce .
... indicating in salaries and wages ...
... get wages like that. It can't be sustained. OBAMA: Candy, there are some jobs that are ...