Hepiniz aynı zamanda konuşmayın.
- Don't all speak at the same time.
Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
- Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.
Bu arada, bizimle kalabilirsin.
- Meanwhile, you can stay with us.
Bu arada, Biz garip şeyler yapan uzaylıları tanımlıyoruz.
- Meanwhile, we depict aliens doing really weird stuff.
Tom ve Mary her ikisi de aynı anda konuşmaya başladı.
- Tom and Mary both started talking at the same time.
Tom, armonika ve gitarı aynı anda çalabilir.
- Tom can play the harmonica and the guitar at the same time.
Bu arada, Biz garip şeyler yapan uzaylıları tanımlıyoruz.
- Meanwhile, we depict aliens doing really weird stuff.
Bu arada, zaman tükeniyor.
- Meanwhile, time is running out.
Soğuk öyle ki kuşlar anında düştü.
- The frost was such that the birds fell on the fly.