O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.
- He has been working during the whole day.
Japonya'da yedi yılı boyunca, ciddi olarak Japonca çalıştı.
- During his seven years in Japan, he studied Japanese in earnest.
Kıtlık süresince birçok köylü öldü.
- Many peasants died during the drought.
Ben festival süresince Takayama'ya gitmek istiyorum.
- I'd like to go to Takayama during festival time.
Ders sırasında Japonca konuşmamalısınız.
- You must not speak Japanese during the class.
O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil.
- She is never online, even during her vacation.
O, yolculuğu esnasında bir günlük tuttu.
- He kept a diary during the trip.
Yirmili yaşlarda birçok geç kadın yaz tatilleri esnasında yurt dışına gitmeyi planlıyorlar.
- Many young women in their 20s plan to go abroad during their summer holidays.
İki saat süresince karın içinde otobüsü bekledim.
- I waited for the bus in the snow as long as two hours.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Bereket versin ki, yolda fırtınayla karşılaşmadılar.
- Fortunately they had no storms on the way.