Bazı ülkeler oy vermeyi zorunlu kılar.
- Some countries make voting compulsory.
Tom için oy vermeye niyetim yok.
- I have no intention of voting for Tom.
Kendi seçtiğim bir işi bulmayı umuyorum.
- I hope to find a job of my own choosing.
Karımı seçerken büyük bir hata yaptım.
- I made a big mistake when choosing my wife.
İş otel seçmeye gelince çok seçicidir.
- ׂShe's very picky when it comes to choosing hotels.
Şu anda, tatil sırasında giymek için bazı uygun kıyafetler seçiyorum.
- Right now, I'm choosing some suitable clothes to wear during the vacation.
Tom iş için Mary'yi seçiminde bir hata yaptı.
- Tom made a mistake in choosing Mary for the job.
Tom, dans için müzik seçimi konusunda iyi bir iş çıkardı.
- Tom did a pretty good job of selecting music for the dance.